HTML clipboard
"İlk öğretimi Melih Kibar'dan,Üniversite eğitimini Garo
Mafyan'dan aldım! "
Kendinizi ne zaman söz yazarı olarak tanımlamaya başladınız?
1983 senesinde Melih Kibar'ın ısrarıyla söz yazmaya başladım. O zamanlar söz
yazmak benim için sadece bir hobiydi. Hiçbir zaman hayatımı bu işten kazanmayı
düşünmüyordum. Hatta bu işi hakkıyla yapıp yapamayacağımdan bile emin değildim
çünkü TALU soyadı iyi bir söz yazarı olmaya yetmez. Birkaç sene böyle geçti.
Sadece Melih'in uluslararası yarışmalar için hazırladığı bestelerine söz yazdım.
Sonra bir gün Garo Mafyan beni arayıp, benimle çalışmak istediğini söyledi. Bana
yazmam için birkaç bestesini verdi ve profesyonel bir söz yazarı nelere dikkat
etmelidir, bu işin püf noktaları nelerdir, zaman içinde bana öğretti. Yani, ilk
öğretimi Melih'ten, Üniversite eğitimini Garo'dan aldım!
Peki, ne zaman bu alanda profesyonel olarak çalışabileceğinizi gördünüz?
Garo'nun bestelerine yazdığım sözler Türkiye'nin en popüler söz yazarlarından
biri olan Aysel Gürel'in sözleriyle aynı albümde yer aldığında ve şarkılar
dillere düşüp, albüm satış rekorları kırdığında bu işi profesyonel olarak
yapabileceğimi anladım.
Pop müzik yerine başka bir tür için söz yazsaydınız daha mı kolay olurdu
sizin için?
Hayır. Yazdığınız şarkı sözünün zor ya da kolay olması müziğin türüyle alakalı
bir şey değil. Müzik müziktir. Her şarkının belli bir şan.melodisi vardır ve bu
melodiye sadık kalarak sözlerinizi yazarsınız. Eğer melodi güçlü bir melodiyse,
dinlediğinizde sözleri olmadan bile size bir şeyler anlatıyorsa, o şarkı iyi bir
şarkı olmaya aday demektir. Gerisi söz yazarına kalmıştır. Yazacağınız sözlerin
hem müziğin duygusuyla hem de söyleyecek şarkıcının kişiliğiyle örtüşmesi
gerekir. Besteciler müziği hazırlarken mutlaka bir şeyler hissederler, siz de o
duyguyu doğru kelimelerle anlatmaya çalışırsınız.Bir söz yazarı için bence en
zor olan şey söz yazdığı şarkının tarzı değil, kötü bir besteye ya da kötü bir
şarkıcıya söz yazmak zorunda kalmaktır. Zaman zaman maalesef hepimizin başına
gelmiştir.
Anneniz pop müzik tarihinin kilometre taşlarından biri... Onur' dönemi ile
kendi döneminizi artılar eksiler anlamında:: karşılaştırsanız neler söylerdiniz?
Örneğin anneniz çok ünlü bir söz yazarı olmasına karşın, büyük olasılıkla sizden
daha az kazanmıştır.. .
O dönemin söz yazarları ve bestecileri bence çok daha şanslıydılar. Her şeyden
önce yapılan işler bugüne göre çok daha seviyeliydi ve bu yüzden de rekabet çok
daha keyifliydi. Bugün maalesef rekabetin keyfi kaçmış durumda (tabii kendi
adıma).
Sizce buna neden olan başlıca etmenler neler?
Birbirine benzer şarkılara birbirine benzer sözler yazılıyor. Çok az
yapımcı ve çok az şarkıcı yeni ve iyi bir şeyler deneme cesaretini
gösterebiliyor. Ne yazık ki şarkı söyleme becerisinden yoksun birçok insana umut
verilip albüm yapılıyor. Piyasaya çıkan basmakalıp albümlerin yüzde doksan i 3-5
bin satış rakamını geçe memesine rağmen bu tip işler yapılmaya ve bunlara para
yatırılmaya devam ediliyor. çoğu albüm maliyetini bile çıkaramazken, sanatçılar
sahneden kazandığı parayla hayatını sürdürüyor ancak yapımcılar, söz yazarları
ve besteciler gün geçtikse daha da çok zorlanıyor.
Bunda Türkiye'deki müzik sektörünün durumu nasıl bir rol oynuyor?
Geçmiş yıllardan bu yana maalesef ülkemizde müzik hala bir sektör haline
gelemedi. Hala albümleri hazırlayan profesyonel prodüktörlerimiz yok.
Yapımcılarımız prodüktörlüğe soyunuyorlar, oysa ikisi çok başka işler. işin
başında prodüktör olmayınca şarkıcılarımız birçok işi kendileri yapmaya
çalışıyorlar, ki bu da onların işi değil. Kısacası bu kaos ortamında, olan Türk
popüler müziğine oluyor ve yıldan yıla albüm satışları hızla geriye gidiyor.
Telif hakları ise maalesef müzik kullanıcılarının sorumsuz tutumu yüzünden bebek
adımlarıyla ilerliyor. Bütün bunları düşününce geçmiş yıllarda çok daha keyifli
bir çalışma ortamı olduğuna inanıyorum.
Acaba Çiğdem Talu bugün yaşıyor ve yazıyor olsaydı, o zamanki kadar mükemmel
sözler yazma fırsatı bulur muydu ya da sözlerinin kıymeti o kadar bilinir miydi,
çok emin değilim. Belki maddi olanaklar bugün 20 yıl öncesine göre biraz daha
iyi ama işin tadı kalmadı.
Pop dışında hangi müzik türü için söz yazmayı isterdiniz? Tarzınızın çok
dışında bir beste için kullanılmış sözünün var mı?
Bugüne kadar 500'e yakın söz yazdım ve içlerinde birçok değişik tarzda şarkı
var. Bunlar tabii ki kendi döneminin popüler tarzlarıydı, hepsinin de özelliği
farklıydı. Ancak şimdiye kadar bir Türk Sanat Müziği şarkısına söz yazma
fırsatım olmadı. iyi bir solistin seslendireceği iyi bir sanat müziği bestesine
söz yazmak isterim. Çocukluğumuzdan beri dinlediğimiz, ezberlediğimiz ve
sevdiğimiz gerçek Türk Sanat Müziği şarkılarının tadı bir başka benim için. Ama
ne yazık ki günümüzde Türk Sanat Müziği'nde yeni üretimler çok azaldı ya da yeni
şarkılar yapılıyorsa da imkansızlıklar yüzünden dinleyiciye pek ulaşmıyor. Uzun
zamandır Türk Sanat Müziği'ni usulüne uygun icra eden yeni ve başarılı seslere
çok fazla rastlamıyoruz.
Şarkı sözlerini genelde nasıl yazarsınız? Sisteminiz nasıldır?
Şarkı sözlerimi genelde önceden yapılmış bestelerin üzerine yazıyorum. Yani önce
müzik yapılıyor, ben o müziğe göre söz yazıyorum. Tabii bunun tersi de olmuştur
ama sayıları azdır. Müzik olmadan çalışmayı pek sevmiyorum. Önümde boş bir beyaz
kağıtla oturup ne yazsam diye düşünmeye alışık değilim. Ben söz yazarken
müzikten besleniyorum. O melodi ne anlatıyor, onu bulmaya çalışıyorum. Melodinin
içinde kimi zaman gizli bir hüzün saklıdır ya da bazen buruk bir sevinç vardır,
bazen o melodinin ağladığını, haykırdığını duyarsınız. Doğru şeyi duyabilirseniz
doğru sözleri yakalarsınız.
Sözleri oluştururken en çok önemsediğiniz şey nedir?
Bence söz yazarken en önemli şey yazacağınız sözlerin içinde gerçek ve yaşanmış
bir şeyler olması. Hoş ve şiirsel kelimelerle yazılmış ama hiçbir yaşanmışlığı
olmayan sözler benim tarzım değil. Bir şarkıyı ilk dinlediğinizde bile o şarkı
size bir şey anlatmalı. Defalarca dinleyip ne demek istediğini anlamadığınız
şarkılar, çok iyi bir beste de olsa, çok iyi bir şarkıcı da söylese, bana bir
şey ifade etmiyor.
Sözünü ettiğiniz yaşanmışlık sadece size ait olan değil anladığım kadarıyla..
.
Yaşanmışlığı yakalamanın en önemli şartı insanların hikayelerini dinlemek. İyi
bir söz yazarı, iyi bir dinleyici ve izleyici olmalı diye düşünüyorum. Her
insanın başka bir hikayesi vardır bence, hiçbiri birbirine benzemez, hepsi
kendine özeldir. Nasıl hiçbir ayrılık birbirine benzemezse, hiçbir aşk da
diğerinin aynı değildir. Eğer bu hikayeleri dikkatle dinlersek ve hikayenin
kahramanlarının neler yaşadığını ve neler hissettiğini anlayabilirsek söz
yazarları için konu bitmez. Her yazdığımız söz, kendi yaşadıklarımızın bir
parçası olamaz. Bu mümkün değil. Ama hayat devam ettikçe bir yerlerde birileri
bunları yaşayacak ve biz de yazacağız.
Tarzınız dışında en beğendiğiniz söz yazarları kimlerdir?
Her söz yazarının çok beğendiğim ya da beğenmediğim sözleri var. Bir söz
yazarının her yazdığı sözün dinleyiciye aynı derecede hitap etmesi .mümkün
değil. Bu hepimizin yazdığı sözler için geçerli. Bazı sözler doğru müzikle ya da
doğru sesle buluşamadığı için de ziyan oluyor maalesef. O yüzden şarkı sözü
yazarı ismi vermekten çok belki hem sözüyle hem de müziğiyle çok sevdiğim
şarkılardan bazı örnekler verebilirim.
Mesela Yaşar'ın şarkıları "Kuşlar ve Kör Bıçak", Grup Gündoğarken'in şarkısı
"Sen Benim Şarkılarımsın", Teoman'ın şarkısı "İki Yabancı", Cenk Taşkan ve
Mehmet Teoman'ın şarkısı "Beni Benimle Bırak", Feyyaz Kuruş ve Aşkın Tuna'nın
şarkısı "Fırtınalar" çok sevdiğim ve her zaman zevkle dinlediğim pek çok şarkı
arasından bazıları. .
Musiki Eserleri Sahipleri Grubu
|