Aşkın Alev Oldu Yanar İçimde
Söz ve Müzik : Mahmut Erdal
Aşkın alev oldu yanar içimde
Gel de şu halimi gör de öğle git
Derbederim siyah yoktur saçımda
Biçare halimi gör de öyle git.
Öyle git öyle git nazlım öyle git
Ne hallere düştüm geldim gör de öyle git
Aramıza girdi bir kara çalı
Soldurdu yaprağı kuruttu dalı
Uzadı saçlarım mecnun misali
Bari şu halime gülde öyle git
Öyle git öyle git nazlım öyle git
Ne hallere düştüm gör de öyle git
Paslandı çalınmaz teller sazımda
Bir ben gülemedim bahar yazımda
Yaş kurumaz oldu iki gözümde
Akan göz yaşımı sil de öyle git
Öyle git öyle git nazlım öyle git
Ne hallere düştüm gör de öyle git
Beklerim Selamın
Mahmut Erdal
Beklerim selamın seher zamanı
Ilgıt ılgıt esen yel ile gönder
Engel olur ise dağlar dumanı
Mektupla geç olur tel ile gönder
Aşk ateşi gül sinende coşarsa
Firkat gelir ela gözler yaşarsa
Irmak kenarına yolun düşerse
Bırak boz bulanık sel ile gönder
Selviye benzersin dallar içinde
Herkes seni söyler diller içinde
Eğer dolaşırsan güller içinde
Kopar yaprağını dal ile gönder
Ateşlere yakma Mahmut Erdal'ı
Tükendi takati kalmadı hali
Kulağım haberde gözletme yolu
Ağızdan ağıza dil ile gönder
Ben De Şu Dünyaya
Mahmut Erdal
Ben de şu dünyaya geldim geleli
Bir ahtına sadık yar bulamadım
Yağmur ilen yağdım yel ilen estim
Yanmış yüreğime kar bulamadım
Eylen turnam eylen bir sualim var
Eğer eylenmezsen intizarım var
Aman sevdiğimden bana bir haber
Şu karşıda duran turna ben olsam
O yar keklik olsa avcı ben olsam
Alem çiçek olsa arı ben olsam
Yar dilinden tatlı bal bulamadım
Bir Civan Gibiydim
Mahmut Erdal
Bir civan gibiydim dert yoktu serde
Büktün kemendimi dal ettin felek
En sonunda duçar ettin bir derde
Hasta haneleri yol ettin felek
Acı sözler hançer oldu canıma
Günde bin dert sıralandı önüme
Gelenim yok gidenim yok yanıma
Hısım akrabayı el ettin felek
Hep günlerim geçti figanda zarda
Yıllar oldu haber gelmez o yarda
Çağlayan ırmakta ağzın sularda
Çaldın taştan taşa sal ettin felek
Kuruttun elimde fidan dallan
Yemezdim sofrada kaymak balları
Beğenip giymezdin libas şalları
Eğnime urbayı çul ettin felek
Mahmut Erdal tükenmezken bitmezken
Olura olmaza minnet etmezken
Ezel kıymetine paha yetmezken
Şimdi kıymetimi pul ettin felek
Boşuna
Mahmut Erdal
Gönül tohumunu boz taş üstüne
Mahsul alamazsın ekme boşuna
Üfleyip püfleyip doksan dokuzu
Bir yarar sağlamaz çekme boşuna
Can tutma kafeste bırak hür olsun
Görmediğin gördüm deme sır olsun
Yanlış işe mürşit olsun pir olsun
Divan durup boyun bükme boşuna
Varlığında o girenler koluna
Yoksul düşsen ayak basmaz çuluna
Vefasız duyarsız dostun yoluna
Ağlayıp gözyaşı dökme boşuna
Şen ki hiçbir işe yaramıyorsan
Özünü yerlere seremiyorsan
Gelişen tekniği göremiyorsan
İsraf edip ışık yakma boşuna
Mahmut Erdal hakka bağla özünü
Kendini bilmezden çevir yüzünü
Eşin bile dinlemezse sözünü
Dert edip kafana takma boşuna
Bu Ne Biçim Sevda
Mahmut Erdal
Bu ne biçim sevda imiş
Sinem kül oldu kül oldu
Yar sevmesi bela imiş
Zihn-i bal oldu bal oldu
Dosttan gelen acı taşlar
Değer yüreğime işler
Gözlerimden kanlı yaşlar
Aktı sel oldu sel oldu
Başımdaki garip haller
Kurudu elimde dallar
Önümdeki düzgün yollar
Şimdi bel oldu bel oldu
Değişmiş
Mahmut Erdal
Arz eyledim görem dedim sılayı
Toprağı değişmiş taşı değişmiş
Ne düğünü kalmış ne de halayı
Altınlı poşulu başı değişmiş
Türkülerin vardı oy Gürcüm Gürcüm
Al yeşil giyinip düzülen bercin
Yufka ekmek ile yemlik dürmecin
Sofrası değişmiş aşı değişmiş
Hüzünlü bakışlar eğilmiş kaşlar
Yıkılmış konaklar dökülmüş taşlar
İklim etkilemiş bentler barajlar
Baharı değişmiş kışı değişmiş
Hani nerde senin yeşilin alın
Neden ırgalanmaz yaprağın dalın
Bağrında büyüyen Mahmut Erdal'ın
Hayali değişmiş düşü değişmiş
Dem Ali Dem Dem
Mahmut Erdal
Dem dem dem dem Ali dem'i
Erenler sürüyor erkanı yolu
Ya hızır, ya hızır, ya hızır
Dem Ali dem dem
Hey erenler bir gül açmış Hicaz'dan
Yaprağı Muhammed, Deha'sı Ali
Gönül demden gezer, aşk ile nazdan
Menzili Muhammed, Pervazı Ali
Ya hızır, ya hızır, ya hızır
Dem dem dem, Ali dem
Tadına doymadım yeşil donunun
Vuran bağlarının gonca gülünün
Erenler yolunda Allah çölünün
Mecnun'u Muhammed, Leyla'sı Ali
Ya hızır, ya hızır, Leyla'sı Ali
Dem dem dem dem Ali dem dem
Çark eyle çark eyle
Semah erenlerindir
Doğru görenlerindir
Bu yola eğri girmez
Hak'ka girenlerindir
El Ne Bilir
Mahmut Erdal
El ne bilir yar aşkına yandığım
Mecnun'a döndürüp del'eyler beni
Aşkın kemendini atar boynuma
Bağlar zülüfüne köl'eyler beni
Ateşten betermiş bu aşkın hali
Kurutur yaprağı soldurur dalı
Bağrım üryan olur Kerem misali
Yakar ateşlere kül eyler beni
Beklerim yolunu yağmurda karda
Hep günlerim geçer figanda zarda
Yaz bahar ayında azgın sularda
Çarpar taştan taşa sal eyler beni
Mahmut Erdal derdim dökem sazıma
Hangi birgün yanam kara yazıma
Her gelip geçtikçe basar yüzüme
Ayaklar altında çul eyler beni
Hançer Midir Nedir
Mahmut Erdal
Hançer midir nedir o bakışların
Yareler yareler yareler beni
Gönülden gönüle o akışların
Pareler pareler pareler beni
Mahmut Erdal figan eder güllere
Karışayım akıp giden sellere
İsmi cismi bilinmedik ellere
Süreler süreler süreler beni
Leyla Leyla
Mahmut Erdal
Ey kaşları ebru zülfü siyahım
Atma bu sineme taş Leyla Leyla
Senden ayrılalı benim sultanım
Akar gözlerimden yaş Leyla Leyla
Ben ölürsem mezarımı yol eyle
İster isen yad ellere el eyle
İster köle eyle ister kul eyle
Koymuşam yoluna baş Leyla Leyla
Kul Ahmet'i gel ağlatma güleyim
Ver çevreni gözyaşımı sileyim
Bana gel diyorsun nasıl geleyim
Dağlar yol vermiyor kış Leyla Leyla
Mah Cemalin Güneş Midir
Mahmut Erdal
Mah cemalin güneş midir ay mıdır
Yüzüne baktıkça Bakasım gelir
Kirpiğin ok hilal kaşın yay mıdır
Alıp şu bağrıma çakasım gelir
Seni gören aşık döner şaşkına
Taş olsa dayanamaz o bakışına
Aslımısın nesin Allah aşkına
Kerem gibi kendim yakasım gelir
Yandım ateşinle oldum muzdarip
He de kapına kul olam varıp
Canımı sarrafta gerdan yaptırıp
Ak göğsünün üstüne takasım gelir
Nefes Harceyleme
Mahmut Erdal
Nefes Harceyleme salma araya
Bir özün bilmeze bildiremezsin
Müşteri olmadan gelip geçene
Gel al demeyinen aldıramazsın
Din Muhammet dini taptığın tapı
Yıkılır mı hakkın yaptığı kapı
Yüz yıl emek çeksen yapılmaz yapı
Kumdan duvar örüp kaldıramazsın
Aş yağını kavururlar tavada
Yavru şaban bekletirler yuvada
Ele öğrenmedik kuşu havada
Çetindir ben ile indiremezsin
Yavru şaban salmaz sal deme ile
Gönül dost mu bulur bul deme ile
Ağlamış gül yüzü gül deme ile
Hak izin vermezse güldüremezsin
Derviş Muhammed'im sevmez hayını
Herkes beğenmiştir kendi huyunu
Dibi delik kaba aşkın suyunu
Taşıyıp yorulma dolduramazsın
Silememiştir
Mahmut Erdal
Nefsine kul olmuş kibirli kişi
Özünden benliği silememiştir
İçi fitne fesat melektir dışı
O kendi kendini bilememiştir
Ben bilirim diye atıp tutsa da
Riya olur el etekler öpse de
Üç yüz altmış beş gün kusur etse de
Birgün bile özür dilememiştir
Dokunur mideye çiğ yeme pişir
Bedeni beynine yük eder taşır
Beyhude yorulur döner dolaşır
İstenen noktaya gelememiştir
Her aşık çalamaz aşkın sazını
Kendi söyler kendi dinler sözünü
Turap olup yol etmeyen özünü
Bir mürşitten ilham alamamıştır
Mahmut Erdal der ki kıramam kaşı
Bile bile yemem muhannet aşı
Sevgi harmanında taneyle taşı
Hakkın kalburunda elememiştir
Usandım Senin Elinden
Mahmut Erdal
Usandım senin elinden oy oy
Deli gönül abdal gönül
Gidemem gurbet elinden zalim
Deli gönül abdal gönül vay
Aşk ile kendin öğersin
Döner bağrını döğersin
Sen kimi görsen seversen zalim
Deli gönül abdal gönül vay