Strict Standards: Non-static method HTML_content::TOC() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 525
Gel
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1992
Yine dün gece sabaha kadar düşündüm seni
İçimde bir umut sanki her an gelecekmişsin gibi
Hiç düşündün mü ardında kalan bu divaneyi
Ama bil ki ben sonsuza dek bekliyorum seni
Bir sabah erkenden seherde gel
Kimseler görmeden gizlice gel
Bülbüller ötmeden sessizce gel
Yeter ki bana gel
Uğrunda yanayım Kerem gibi gel
Dağları deleyim Ferhat gibi gel
İste canım vereyim Mecnun gibi gel
Yeter ki bana gel
Öyle isterdim ki her an rüyalarına girmeyi
Bir şarkı olup dillere düşmeden söylenmeyi
Hatta rüzgar olup toz duman gelip sana yüz sürmeyi
Ve damla damla kirpiklerinden süzülmeyi
Bir sabah erkenden seherde gel
Kimseler görmeden gizlice gel
Bülbüller ötmeden sessizce gel
Yeter ki bana gel
Uğrunda yanayım Kerem gibi gel
Dağları deleyim Ferhat gibi gel
İste canım vereyim Mecnun gibi gel
Yeter ki bana gel
Gül Pembe
Söz: Barış Manço
Müzik: Celal Güven
1981
Sen gülünce
Güller açar gülpembe
Bülbüller seni söyler
Biz dinlerdik gülpembe
Sen gelince
Bahar gelir gülpembe
Dereler seni çağlar
Sevinirdik gülpembe
Güz yağmurlarıyla bir gün göçtün gittin
İnanamadık gülpembe
Bizim iller sessiz bizim iller sensiz
Olamadı gülpembe
Dudağında
Son bir türkü gülpembe
Hâlâ hep seni söyler
Seni çağırır gülpembe
Gözlerimde
Son bir umut gülpembe
Hâlâ hep seni arar
Seni bekler gülpembe
Güle Güle Oğlum
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1988
Güle güle oğlum
Ne kadar da çabuk geçmiş meğer yıllar
Kendi kanatlarınla uçacak kadar
Büyüdün ha! O kadar oldun mu sen oğlum?
O kadar büyüdün mü?
Güle güle oğlum
Demek sen de artık yuva kuruyorsun
Sevdiğin kızla bugün evleniyorsun
Mutluluklar sana benim aslan oğlum
Yine de son bir nasihat benden sana
Tanrı'nın en büyük lütfu bu unutma
Sar onu kollarınla sar sar sar
Güle güle oğlum
Gözlerimin nemlendiğine aldırma
Sen de anlarsın bir gün baba olunca
Hadi, hadi artık gidelim. Davetlileri bekletmeyelim
Güle güle oğlum, güle güle
Gülme Ha Gülme
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1972
Turnalardan haberimi
Aldığın gün sevdiceğim
Gülme sakın, gülme ha gülme
Alnıma bir kara yazı
Yazılmış ki yok ilacı
Sevdiceğim gülme ha gülme
Yağmur ince ığıl ığıl ağlar
Her damlası yüreğimi dağlar
Seni bana çok görenler neyler
Karlı dağlar uzun uzun yollar
Hepsi pişman susmuş ağlar
Seni bana çok görenler neyler
Yıllar geçer güz yaz olur
Barış birgün toprak olur
Sil gözyaşın durma ha durma
Günaydın Çocuklar
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1988
Hey, günaydın çocuklar!
Hep güler yüzle karşılarsınız beni
Hey hey, günaydın çocuklar!
Sabah akşam bıkmadan dinlersiniz beni
Dün gece düşündüm de renkler olmasaydı
Yaşanmazdı bu dünyada
Korktuğum odur ki kapkara bir dünyayı
İsteyenler var aramızda
Oyun ister bazen büyükler
Tabancalar kılıçlar tüfekler
Zevk meselesi bu, karışılmaz
Tartışılmaz zevkler ve renkler
Sizin olsun bütün bu zevkler
Bırakın renkleri çocuklara
Hey, günaydın çocuklar!
Siz hiç kırmızı bir ağaç gördünüz mü?
Hey hey, günaydın çocuklar!
Gökyüzü neden mavi düşündünüz mü?
Başak sarı çim yeşil her şeyin bir rengi var
Değişmez doğanın dengesi
Mor turuncu sarı eflatun pembe haki
Çamur bile kahverengi
Oyun ister bazen büyükler
Tabancalar kılıçlar tüfekler
Zevk meselesi bu, karışılmaz
Tartışılmaz zevkler ve renkler
Sizin olsun bütün bu zevkler
Bırakın renkleri çocuklara
Uzakta bir ülkede insanlar anlaşmış
Tam silahları bırakırken
İçlerinden ikisi hemen karşı çıkmış
Sonuçta onlar kazanmış
İkisinin de önünde birer düğme varmış
Biri yeşil diğeri kırmızı
Bir iki üç demişler basıvermişler
Ve sonunda dünya kapkaranlık olmuş
Tam istedikleri gibi
Oyun ister bazen büyükler
Tabancalar kılıçlar tüfekler
Zevk meselesi bu, karışılmaz
Tartışılmaz zevkler ve renkler
Sizin olsun bütün bu zevkler
Bırakın renkleri çocuklara
Oyun ister bütün çocuklar!...
Halhal
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1981
Akşam olup gün batınca
Dağlara hüzün çökünce
Lâle sümbül boynun eğip
Kurt kuzuya kem bakınca
Köye döner Nazo gelin
Yavru ceylan gibi kaçar
Seke seke çaydan geçer
Nazo gelin ayağına takar halhal
Bir bakışı canlar yakar
Gülüşüne cihan değer
Nazo gelin ayağına takar halhal
Ayağında gümüş halhal
İnce nakış gümüş halhal
Yavru ceylan gibi kaçar
Seke seke çaydan geçer
Nazo gelin ayağına takar halhal
Bir bakışı canlar yakar
Gülüşüne cihan değer
Nazo gelin ayağına takar halhal
Yedi köyün yiğitleri
Ağaları ve beyleri
Boşyere durmuş beklerler
Yaralıdır yürekleri
Gitti gelmez Nazo gelin
Yavru ceylan gibi kaçar
Seke seke çaydan geçer
Nazo gelin ayağına takar halhal
Bir bakışı canlar yakar
Gülüşüne cihan değer
Nazo gelin ayağına takar halhal
Ayağında gümüş halhal
İnce nakış gümüş halhal
Yavru ceylan gibi kaçar
Seke seke çaydan geçer
Nazo gelin ayağına takar halhal
Bir bakışı canlar yakar
Gülüşüne cihan değer
Nazo gelin ayağına takar halhal
Halil İbrahim Sofrası
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1983
İnsanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken
Elalemin namusuna yaz gözle bakmaz iken
Bir sofra kurulmuş ki Halil İbrahim adı da
Ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim Sofrası'na
Daha çatal, bıçak, kaşık icad edilmemişken
İsmail'e inen koç kurban edilmemişken
Bir kavga başlamış ki nasip kısmet uğruna
Kapağı ver kulpu al kurbanı hiç soran yok
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim Sofrası'na
Yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
Topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
Bazen duru bakarım bu ibret tablosuna
Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok
Buyurun dostlar buyurun Halil İbrahim Sofrası'na
Alnı açık gözü toklar buyursunlar baş köşeye
Kula kulluk edenlerse ömür boyu taş döşeye
Nefsine hakim olursan kurulursun tahtına
Çala kaşık saldırırsan ne çıkarsa bahtına
Halat gibi bileğiyle yayla gibi yüreğiyle
Çoluk çocuk geçindirip haram nedir bilmeyenler
Buyurun siz de buyurun, buyurun dostlar buyurun
Barış der; her bir yanı altın gümüş taş olsa
Dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
Sapa kulba kapağa itibar etme dostum
İçi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
Para pula ihtişama aldanıp kanma dostum
İçi boş insanların bu dünyada yeri yok
Hatırlasana
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1988
Hatırlasana, hani bana söz vermiştin
O akşam ayrılırken döneceğim demiştin
Yıllar geçti bekledim boş ümitlerle
Hatırlasana, hani bana söz vermiştin
O akşam ayrılırken seviyorum demiştin
Yıllar geçti bekledim boş ümitlerle
Duydum ki bugün evleniyormuşsun
Artık başkasının oluyormuşsun
Gücüm kalmadı dayanmaya
Ağlamak istiyorum doya doya, hıçkıra hıçkıra
Hatırlasana, böyle mi söz vermiştin
O akşam ayrılırken seviyorum demiştin
Yıllar geçti bekledim yaşlı gözlerle
Duydum ki bugün evleniyormuşsun
Artık başkasının oluyormuşsun
Gücüm kalmadı dayanmaya
Ağlamak istiyorum doya doya, hıçkıra hıçkıra
Hayır
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1992
Kendimi bildim bileli yollarda tükettim koskoca bir ömrü
Bir uçtan bir uca gezdim şu fani dünyayı
Okumuşu, cahili, yoksulu, zengini hiç farkı yok hepsi aynı
Sonunda ben de anladım hanyayı konyayı
Sanki insanlık pazara çıkmış ekmek aslanın ağzında
Bir sıcak çorba içer misin diyen yok
Dört duvarı ören çatısını kapatıp içerden kilitlemiş kapıyı
Bir döşek de sana serelim buyur diyen yok
Tek bir soru: Hemşerim memleket nire
Bu dünya benim memleket
Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire
Bu dünya benim memleket, tövbe tövbe
Kardeşlik ve eşitlik üstüne uzun uzun nutuklar çekip
Niye senin derin benden daha koyu diyen çok
Kaşının altında gözün var diye silahlanıp ölüme koşarken
Kalan dul ve yetim ne yer ne içer soran yok
Barış garibim bulamadı çözümü oturdu etti bunca sözü
Gelin hep beraber anlaşalım diyen yok
Zaten paramparça bölünmüş ve yaşanmaz olmuş dünyamız
Daha fazla kesip bölmeye hiç gerek yok
Tek bir soru: Hemşerim memleket nire
Bu dünya benim memleket
Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire
Dedim ya yahu, bu dünya benim memleket, tövbe tövbe
Hemşerim Memleket Nire
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1992
Kendimi bildim bileli yollarda tükettim koskoca bir ömrü
Bir uçtan bir uca gezdim şu fani dünyayı
Okumuşu, cahili, yoksulu, zengini hiç farkı yok hepsi aynı
Sonunda ben de anladım hanyayı konyayı
Sanki insanlık pazara çıkmış ekmek aslanın ağzında
Bir sıcak çorba içer misin diyen yok
Dört duvarı ören çatısını kapatıp içerden kilitlemiş kapıyı
Bir döşek de sana serelim buyur diyen yok
Tek bir soru: Hemşerim memleket nire
Bu dünya benim memleket
Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire
Bu dünya benim memleket, tövbe tövbe
Kardeşlik ve eşitlik üstüne uzun uzun nutuklar çekip
Niye senin derin benden daha koyu diyen çok
Kaşının altında gözün var diye silahlanıp ölüme koşarken
Kalan dul ve yetim ne yer ne içer soran yok
Barış garibim bulamadı çözümü oturdu etti bunca sözü
Gelin hep beraber anlaşalım diyen yok
Zaten paramparça bölünmüş ve yaşanmaz olmuş dünyamız
Daha fazla kesip bölmeye hiç gerek yok
Tek bir soru: Hemşerim memleket nire
Bu dünya benim memleket
Hayır anlamadın, hemşerim esas memleket nire
Dedim ya yahu, bu dünya benim memleket, tövbe tövbe
İşte Hendek İşte Deve
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1971
Kuyu başına vardım
Zeynebim bekler diye
Nasıl haberin almışsa
Dayı emmi hep orda
Dediler ne ararsın
Kızı almak mı istersin
Sana bir çift sözümüz var
Hele buysa niyetin
İşte hendek işte deve
Ya atarsın ya düşersin
Baktın olmaz vazgeçersin
Zordur almak bizden kızı
İşte Halep işte arşın
Ya aşarsın ya biçersin
Baktın olmaz vazgeçersin
Zordur almak bizden kızı
Söğüdün dalı uzun
Barış'ın gönlü hüzün
Elime eline değmedi
Varın anlayın gayri
İşte hendek işte deve
Ya atarsın ya düşersin
Baktın olmaz vazgeçersin
Zordur almak bizden kızı
İşte Halep işte arşın
Ya aşarsın ya biçersin
Baktın olmaz vazgeçersin
Zordur almak bizden kızı
15 YIL SONRA
Söğüdün dalı uzun
Barış'ın gönlü hüzün
Dudağımda aynı türkü
Seneler sonra bugün
Dayı emmi yaşlanmış
Develer kervan olmuş
Zeynebimden haber sordum
Başkasına yâr olmuş
İşte hendek işte deve
Ya atarsın ya düşersin
Baktın olmaz vazgeçersin
Zordur almak bizden kızı
Kalk Gidelim Küheylan
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1972
Urfa Diyarbakır gezdim hele hele yâr yâr
Otuz iki sancak saydım hele hele yâr yâr
Neslihan derler güzelim, adını duydum breh breh
Gülyüzünü görmeye geldim
Kalk gidelim küheylan
Uçalım gayri oy
Neslihan'a varalım gayri
Rumeli'nde pek çok gezdim hele hele yâr yâr
Tuna boyunda dolandım hele hele yâr yâr
Aslıhan derler güzelin, adını duydum breh breh
Gülyüzünü görmeye geldim
Kalk gidelim küheylan
Uçalım gayri oy
Aslıhan'a varalım gayri
Aslıhan'dan Neslihan'dan hele hele yâr yâr
Fayda gelmez bey kızından hele hele yâr yâr
Barış böyle belledi, bir çaldı bin bir söyledi
Siz de böyle söyleyin haydi
Kalk gidelim küheylan
Uçalım gayri oy
Sen bana dön ben sana gayri
Kendimize varalım gayri
Evimize dönelim gayri
Kara Sevda
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1988
Nasıl anlatsam bilemiyorum
Gözlerim kararıyor
O deli dolu neşe dolu kişi ben değilim sanki
Dışarısı buz gibi lapa lapa kar var
Benim içim yanıyor
Eksi kırk derece soğuk suda bile yüzerim inan ki
Kara sevda, kara sevda
Dedikleri daha ne olabilir ki
Kara sevda, kara sevda
Seni benden kim ayırabilir ki
Çocukça bir aşk deyip de geçme
Sakın gülme halime
Nasıl olduğunu anlayamadım ama
Seviyorum seni delicesine
Nasıl anlatsam bilemiyorum
Gözlerim kararıyor
Tepetaklak oldu dünya tersine sanki
Bütün aşıklar el ele kol kola
Cıvıl cıvıl geziyor
Bense Nuh'un gemisinde tek başıma gibi inan ki
Kara sevda, kara sevda
Dedikleri daha ne olabilir ki
Kara sevda, kara sevda
Seni benden kim ayırabilir ki
Çocukça bir aşk deyip de geçme
Sakın gülme halime
Nasıl olduğunu anlayamadım ama
Seviyorum seni delicesine
Kazma
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1983
Selam büyükler, merhaba çocuklar
Bu akşam size yeni bir öyküm var
Dilim sürçerse kusura bakmayın
Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var
Diyeceğim o ki kişi yetinmeli
Yaşam dediğin kısacık bir çizgi
Namus, şeref, onur hepsi güzel ama
En önemlisi helal alın teri
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür dersen
Kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen
Bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama
Gün gelir sapın ucuna olursun kazma
En güzel pilav Dimyat'ta pişer
Yanında hoşaf ne güzel gider
Sen yan gelir yatar karnın guruldarken
Evdeki bulgur herkese yeter
Şam ipeğinden urba giysen bile
Zemzem suyuyla yıkansan bile
Dünya ahret bir keyif sürmek için
Mutlak dökmeli helal alın teri
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür dersen
Kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen
Bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama
Gün gelir sapın ucuna olursun kazma
İnsanın bir kez ters gitmesin işi
Muhallebi yerken kırılır dişi
Kazma olmaya özenmeyin dostlar
Alın teriyle kazanan en mutlu kişi
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür dersen
Kaz gelen yerden tavuğu esirgemezsen
Bu kafayla bir baltaya sap olamazsın ama
Gün gelir sapın ucuna olursun kazma
Kezban
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1988
Ateş sadece düştüğü yeri yakar
Nedir bu dünyanın hali
Bir sana bir al gülüm ver gülüm
Sev beni seveyim ki seni
Dünyanın hali böyle, al gülüm ver gülüm
Bir bakışın yeter, düşerim yollarına
Dünyalar güzeli Kezban
Sarı sarı bileziği takarım kollarına
Dünyalar güzeli Kezban
Babası yıllarca didinip çabalamış
Oğluna bir bağ bırakmış
Hayırsız evlat üzümünü yemiş ama
Merak edip de sormamış
Dünyanın hali böyle, al gülüm ver gülüm
Bir bakışın yeter, düşerim yollarına
Dünyalar güzeli Kezban
Sarı sarı bileziği takarım kollarına
Dünyalar güzeli Kezban
Kitabını uyduran kervanı yükletip
Yüksek dağlardan aşırır
Beceriksiz kişi sağa sola bakınıp da
Düz ovada yolunu şaşırır
Dünyanın hali böyle, al gülüm ver gülüm
Bir bakışın yeter, düşerim yollarına
Dünyalar güzeli Kezban
Sarı sarı bileziği takarım kollarına
Dünyalar güzeli Kezban
Kol Düğmeleri
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1971
Hatırlarım bugün gibi
Sessiz geçen son geceyi
Başım öne eğik bir suçlu gibi
Bana verdiğin hediyeyi
İki küçük kol düğmesi
Bütün bir aşk hikâyesi
İki düğme iki ayrı kolda
Bizim gibi ayrı yolda
Akşam olunca sustururum herkesi her her şeyi
Gelir kol düğmelerimin birleşme saati
Usul usul çıkarır koyarım kutuya yan yana
Bitsin bu işkence kalsınlar bir arada
Heyhat sabah gün ışıldar
Yalnız gece buluşanlar
Yaşlı gözlerle ayrılırlar
Düğmeler gibi bizim gibi
Bizim gibi ayrılırlar
Lambaya püf de
Derleyen=Barış Manço
Lambaya püf de
Oh deme püf de
Perdeyi ört kız
Çekmeden ört kız
Lambaya püf de
Oh deme püf de
Perdeyi ört kız
Açmadan ört kız
Kol sarıyor
Kol basıyor
Kız ben yanıyom
Ben yanıyom sarıkız
Lambaya püf de
Oh deme püf de
Perdeyi ört kız
Çekmeden ört kız
Müsaadenizle Çocuklar
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1995
Bi sabah baktım ne göreyim
Bizim sokakta şenlik var
Büyükler kös kös otururken
Adam oluvermiş çocuklar
Patlamaz olmuş tüfekler
Gelmiş Karamürsel sepetler
Tren kalkmış gitmekte
Hadi geçmiş olsun birilerine
Kınalar yakalım elimize
Sahip olalım dilimize
Aman dikkat belimize
Şimdi müsaadenizle çocuklar
Sıra bana geldi çocuklar
İş başa düştü çocuklar
Eh Barış Abi aşk olsun
Aç koynuna kuş konsun
Çek ipini rap rap gitsin
İnceldiği yerden kopsun
Kimileri kahve kaynatsın
Kimi hâlâ dansöz oynatsın
Leyleğin ömrü iki laklak
Değerler oldu tepetaklak
El salla el salla
Kol salla kol salla
Sağ gösterip sol salla
Bir omuz at sağdan solla
Geliyor bir ahu afet
Tepeden tırnağa zerafet
Öldür bizi letafet
Bizim sonumuz felaket
Hayırdır inşallah kızlar
Ne diyor bu uçuk çılgınlar
Hayır mı şer mi göreceğiz artık
Sabrın sonu selamet
Kınalar yakalım elimize
Sahip olalım dilimize
Aman dikkat belimize
Şimdi müsaadenizle çocuklar
Sıra bana geldi çocuklar
İş başa düştü çocuklar
El salla el salla
Kol salla kol salla
Sağ gösterip sol salla
Bir omuz at sağdan solla
Üz beni süz beni püre gibi ez beni
Pranga tak bana kapı kapı gez beni
Benimle oynama çılgınım bebeğim
Deli gibi seviyorum ölümüne sevdim
Dandini dastana
Dinolar bostana
İyi bak aslana
Sor beni bostana
El salla el salla
E hadi yine iyisin e gel hadi yanıma
Amma velakin kınalar yak bana
Ah vefasız yak beni yık beni
Ellere var ama bizlere yok dimi
Dandini dastana
Dinolar bostana
İyi bak aslana
Sor beni bostana
El salla el salla
Kol salla kol salla
Sağ gösterip sol salla
Bir omuz at sağdan solla
Nane Limon Kabuğu
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1988
Eski adamlar doğruyu söylemiş
Bir çiçekle bahar olmaz
Kişi kendini bilip sağa sola sormalı
Can pazarı bu oyun olmaz
Zürafanın düşkünü
Beyaz giyer kış günü
Sonunda şifayı kapıp da şaşırınca
Bana gel beni dinle iyi yaz
Defteri kalemi al iyi yaz
Nane limon kabuğu
Bir güzel kaynasın aman ha, ha, ha
İçine hatmi çiçeği
Biraz çörek otu katasın aman ha, ha, ha
Hatta, biraz tarçın bir tutam zencefil aman ha, ha, ha
Bin derde deva geliyor
Biraz daha sabret güzelim ha, ha, ha, hapşu
Çok yaşa! Sen de gör! Rahat ve iyi yaşa!
Sen tedbirini al önünü kış tut
Bırak yine de yaz gelsin
Çoğu zaman hesap çarşıya uymaz
Sonra dizini döversin
Zürafanın düşkünü
Beyaz giyer kış günü
Sonunda şifayı kapıp da şaşırınca
Bana gel beni dinle iyi yaz
Defteri kalemi al iyi yaz
Nane limon kabuğu
Bir güzel kaynasın aman ha, ha, ha
İçine hatmi çiçeği
Biraz çörek otu katasın aman ha, ha, ha
Hatta, biraz tarçın bir tutam zencefil aman ha, ha, ha
Bin derde deva geliyor
Biraz daha sabret güzelim ha, ha, ha, hapşu
Çok yaşa! Sen de gör! Rahat ve iyi yaşa!
Barış iğneyi kendine batırır
Çuvaldızı başkasına
Bol keseden aklı ona buna dağıtır
Darısı kendi başına
Zürafanın düşkünü
Beyaz giyer kış günü
Sonunda şifayı kapıp da şaşırınca
Bana gel beni dinle iyi yaz
Defteri kalemi al iyi yaz
Nane limon kabuğu
Bir güzel kaynasın aman ha, ha, ha
İçine hatmi çiçeği
Biraz çörek otu katasın aman ha, ha, ha
Hatta, biraz tarçın bir tutam zencefil aman ha, ha, ha
Bin derde deva geliyor
Biraz daha sabret güzelim ha, ha, ha, hapşu
Çok yaşa! Sen de gör! Rahat ve iyi yaşa!
Ne Ola Yar Ola
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1977
Göklerden daha mavi
Denizlerden daha derin
Topraktan güzel kokan
Ne ola?
Rüzgardan daha serin
Başaklardan daha nazlı
Ay ışığından ılık
Ne ola?
Ahu gibi gözleri
Baktıkça yürek yakan yâr ola
Cennet bahçesi kokan
Göğsünde çiçek açan yâr ola
Damla damla yağmurdan
Boynu bükük çiçeklerden
Daha hüzün verici
Ne ola?
Sonbahar yaprağından
Hele akşam güneşinden
Daha içini burkan
Ne ola?
Buğulu gözleriyle
Yollarımı bekleyen yâr ola
Islak dudaklarında
Bir garip türküsüyle yâr ola
Göç eden kuşlar gibi
Gidip gelir umutlarım
Umudun ötesinde
Ne ola?
Nefesimde yaşayan
Sıcaklığı paylaşan yâr ola
Yaşam denen uykudan
Uyanmasını bilen yâr ola
Nerde
Söz: Barış Manço
1992
Deste deste gül topladım
Gül dalında bülbül nerde
Enginlere yelken açtım
Yelkenimde rüzgar nerde
Yaz güneşi kavururken
İki damla suyum nerde
Sonbaharda akşam vakti
Erken çöken hüznüm nerde
Bulut beyaz, umudum nerde
Çimen yeşil, tutkum nerde
Dağlar yüksek, gücüm nerde
Pınar soğuk, coşkum nerde
Şifa bulmaz derde düştüm
Derdime dermanım nerde
Hiç kapanmaz bir yârem var
Yâreme tek çârem nerde
Pamuk elli ninem nerde
Gül yanaklı anam nerde
Pembe beyaz bacım nerde
Yumuk yumuk kızım nerde
Yıllar önce telli duvaklı
Bana koşan karım nerde
Kâh üzüntüm, kâh sevincim
Can yoldaşım kadınım nerde
Nick the chopper
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1977
Down in the forest, near a village
Lived the man called, Nick the chopper
Chopping woods his game, and making money
Caring no for trees, he blindly chops on
Never took him married, he never washes
He never went to school, Nick the chopper
Chopping woods his game, and getting money
Does he care for life of even for e friend now
He is a dirty old man, Nick the chopper
Now, a very old man he had decided
To make his fortune, Nick the chopper
Chopping woods his game, he couldn't stop it
He wants to cut down, all the forest
The trees they hated him, they made a promise
Give him a lesson, Nick the chopper
Choppin woods his game, he couldn't stop it
But as story goes, he is beaten at his game
He is a dirty old man, Nick the chopper
We aren't gonna kill you, Nick the chopper
Stundle you with branhes, Nick the chopper
Olmaya devlet cihanda
Söz: Barış Manço - Muhibbi
Müzik: Barış Manço
1992
Usta terzi dar kumaştan bol gömlek diker
Doğru tartan esnaf rahat huzurlu gezer
Eğrinin ve doğrunun hesabı mahşerde
Dünyada biraz huzur her şeye bedel
Sağlığın nasıl gülüm sen ondan haber ver
İlaç neye yarar vade gelmişse eğer
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Han senin hamam senin konaklar senin
Tarla senin çiftlik senin bağ bostan senin
Diyelim ki dünya malı tümünden senin
Ağız tadıyla yersen bir şeye benzer
Sağlığın nasıl gülüm sen ondan haber ver
İlaç neye yarar vade gelmişse eğer
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Barış der biraz tuzum ekmeğim olsa
Buz gibi pınar suyundan bir testim olsa
Bir de şöyle püfür püfür bir çınar gölgesi
Kaç kula nasib olur ki keyfin böylesi
Bir lokma ye bir yudum iç bir oh çekiver
İlaç neye yarar vade gelmişse eğer
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Osman
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1992
Osman bir deli oğlan onyedisinde.
Bir dikili taşı yoktu şu fani dünyada.
Osman yoksul, Osman garip.
Osman bir deli oğlan, Osman sahipsiz.
Osman bir aşık oğlan.
Şerife bir güzel kız on beşinde.
Şerife ay parçası, Şerife elma yarısı,
Şerife bey kızı, Şerife ağa kızı.
Osman kim Şerife kim derler.
Derler de araya girerler, ağalar beyler.
Sana yoksul dediler Osman
Garip fakir dediler Osman
Ağa kızı nene gerek
Seni oyuna getirdiler Osman
Gel büyük sözü dinle Osman
Hani kan kardeştik Osman
O kızı sana yâr etmezler
Gece vakti dellenme Osman
Bırak o silahı yerine Osman
Silahla mertlik olmaz Osman
Allah'ın verdiği canı
Almak sana mı kaldı Osman
Destur de, tövbe de Osman
Yüz bin kere tövbe de Osman
Tetik kolay düşer ama Osman
Dur Osman, dur, çekme Osman
Osman bir deli oğlan onyedisinde.
Bir dikili taşı yok derlerdi şu fani dünyada.
Osman yoksul, Osman garip.
Osman bir deli oğlan, Osman sahipsiz.
Osman bir aşık oğlan.
Dinleyin ağalar, dinleyin beyler.
Üç günlük dünyada, üç kuruşluk mala gönül verenler.
Bilesiniz, artık Osman'ın da bir dikili taşı var.
Bir avuç toprağa dikili taşı.
Bir de ağızdan ağıza, dalga dalga yayılan yanık bir türküsü var Osman'ın.
Senden Öte Benden Ziyade
Söz: Barış Manço
Müzik: Barış Manço
1995
Bu akşam yine garip bir hüzün düştü üstüme
Hücrem soğuk, bir tek sen varsın düşlerimde
Demir kapı yine kapandı ağır ağır üzerime
Kelepçeler yine vuruldu kilit kilit yüreğime
Derin derin soluyorum seni gecelerce
Duvarlara kazıdım ismini her köşeye
Dudakların şeker gibiydi, baldan öte baldan ziyâde
Pembe pembe yanakların gülden öte gülden ziyâde
Sabret gönül sabret, sakın isyan etme
Birgün elbet bitecek bu çile isyan etme
Dört kitaptan başlayalım istersen gel söze
Orda öyle bir isim var ki kuldan öte kuldan ziyâde
O'nu düşün O'na sığın O senden öte benden ziyâde
Bir sabah elbet güneş de doğacak penceremde
Ama bil ki, ateşin hâlâ yanacak yüreğimde
Gözyaşlarım akıp gidecek selden öte selden ziyâde
Bir canım var vereceğim, maldan öte maldan ziyâde
Sabret gönül sabret, sakın isyan etme
Birgün elbet bitecek bu çile isyan etme
Dört kitaptan başlayalım istersen gel söze
Orda öyle bir isim var ki kuldan öte kuldan ziyâde
O'nu düşün O'na sığın O senden öte benden ziyâde
Bir ben var ki benim içimde benden öte benden ziyâde
Bir sen var ki senin içinde senden öte senden ziyâde
|