Strict Standards: Non-static method HTML_content::TOC() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 525
HTML clipboard
Bak Arkadaş
bak arkadaş ben bitiyor soluyorum
yaprak gibi kuruyorum
nesen nede birbaşkası
anlaması güç hayatta
bana su bana hayat bana neşe kattı
hep ağlattı hep özlemle hasretle
bekleneni arattı
ama
nafileki çaresiz emelsiz ümitsiz hayatta
kadere çare bulamdınız
kendiniz de olanı esirgediniz
başkasında olanı vermediniz
düştüm dedim ezdiniz
sevdim dedim güldünüz
yanıyorum dedim
körüklediniz
bu hayatı bana
zindan ettiniz
çokmu zordu sevmek sevebilmek
çokmu zordu hasretimi özlemimi dindirmek
ne sizler birşey kaybettiniz
nede ben birşeyler kazandım
işte göçüyorum dünyadan
sizin olsun yaşam
sizlerin olsun hayat
o masum tebessümlü gülüşler
mutlak birgün bana da güler
güler ama ne faydaki
kıymete kıymet
dosta hasret
anaya babaya kavuşturan
kara toprak altında
BEN GARİBİM ANAM
ağlasam gözlerimi silen olmuyor
derde alıştım derman bulunmuyor
yad ellerden geldim soran olmuyor
ben garibim anam seven olmuyor
hasretlikle geçer bütün günlerim
dayanmıyor yüreğim gülmez gözlerim
anlıma yazılan çileliymiş kaderim
ben garibim anam seven olmuyor
küçük yaşta yetim galdım ellerde
gezindim yoksun halsiz eller dilinde
mutluluk güler mi bizlere günün birinde
ben garibim anam seven olmuyor
BİLİRSEN
muradımda gönlümde sen vardın
benim yaşam kaynağımdın
şimdi sende sende yoksun
gel de yaşat yaşatırsan bedenimi
saçlarıma aklar düştü
gençiken belim büküldü
duman tütmez küle döndü
gel de yak yakabilirsen
dağa taşa mekan kurdum
çok geçmeden berduş oldum
kendimi bile unuttum
gel de tanı tanıyabilirsen
gelsen de faydası yok
sönen közü yakamazsın
ölüyü diriltemezsin
gel de can ver verebilirsen
SENİN İÇİN ÖNEMİ YOK
uykulara düşlere dalsam
sensiz dünyayı boş görsem
hayatımı hiçe saysam
biliyorum senin için
önemi yok
çektiğim acıların
her gün akan göz yaşların
gülmeyen gözlerimin
biliyorum senin için
önemi yok
beni avutan anılarının
deste deste mektuplarının
adınla yazılan kalplerin
biliyorum senin için önemi yok
sevda kahrı
bağımda yeşermez sevenler görmez
ayrılığın acısını sevmeyen bilmez
akar göz yaşlarım dinmek bilmez
bu sevda kahrı öldürür beni
aylar yıllar geçti dönen olmuyor
çaresizem dostlar çarkım dönmüyor
ben ayrıldım yarden yüzüm gülmüyor
ayrılığa derman ferman bulunmuyor
kırıktır kanadım uçamaz oldum
açmayan gül gibi sarardım soldum
dertlerle yaşayan garip bir kulum
belli değil henüz çaresiz sonum
mi üç kuruşa değişti
Sevgimi üç kuruşa değiştin
yine beni yüz üstü bırakıp gittin
yine beni ellere mi sattın
üç günlük şu dünyada yaşarken
sevgimi üç kuruşa mı değiştin
sevdama yanam desem olmuyor
sevginin acısı yürek yakıyor
sensizlik ölüme ferman yazıyor
sevgimi ellere mi sattın
bekleyecektin yemin etmiştin
azda olsa kalacaktın söz vermiştin
ölene dek sevecem demiştin
sevgimi üç kuruşa mı sattın
yine beni yüz üstü bıraktın gittin
yine beni ellere mi sattın
üç günlük şu dünyada yaşarken
sevgimi üç kuruşa değiştin
Sevmeseydim
Sordum seni geçenlerden
Sordum seni görenlerden
Sordum seni sevenlerden
Keşke sormaz olaydım
Adını anmasaydım
Yollarına bakıp ta
Geliyor demeseydim
Yıktın benim hayalimi
Yok ettin ümitlerimi
Hiçe saydın ümitlerimi
Keşke sevmez olaydım
Onu tanımam demişsin
Adımı bile unutmuşsun
Olmaz olsun senin sevgin
Benim gibi gülmeyesin
Gönülden sevilmeyesin
Sen yoksun
Akşam oldu güneş battı sen yoksun
İçimde ateş oldun köz oldun
Sustukça ağzım dilim lal oldu
Akşam oldu güneş battı sen yoksun
Ayrılalı birgün oldu yıl gibi
Veda etmeden gittin el gibi
Bak ağlıyor gözlerim sel gibi
Akşam oldu güneş battı sen yoksun
Elimde bağlama çaldım bahtıma
Yarim girmiş el oğlunun koynuna
Hiçe gitti yare sevdam boşuna
Akşam oldu güneş battı sen yoksun
En güzel yılları verdim uğruna
Veda ettim anam bacım gardaşa
Yalnız koydun beni o günlerimde
Akşam oldu güneş battı sen yoksun
Sensiz günler
Çaresiz geçip gidiyor sensiz günler
Özlerim seni dönmüyor o günler
Ötmez oldu bağımdaki bülbüller
Çaresiz geçip gidiyor sensiz günler
Ha bugün ha yarın derken gelmedin
Sen gittin gideli inan gülmedim
Hergün Allah'tan seni diledim
Çaresiz geçip gidiyor sensiz günler
Kınadım elleri ayrıldı diye
Şimdi muhtaç kaldım sevgiye
Sensiz olmuyor döndüm deliye
Çaresiz geçip gidiyor sensiz günler
Adımı yazmıştın ağaç dalına
Kimseyi sevmedim senin yerine
İsyanım kadere kendi kendime
Çaresiz geçip gidiyor sensiz günler
Kiminlesin
aradım seni her yerde
bulamadım izlerini
çok özledim ben seni
kimlerle kiminlesin
taş oldum duvar ördüm
yolunda yoldaş olurum
istersen gardaş olurum
bulamadım izlerini
kimlerle kiminlesin
güllerimi kıra yakar
yüreğimi hasret yakar
ayrılığın beni yıkar
bulamadım izlerini
kimlerle kiminlesin
hasret olsa adım benim
Hüseyin'im çok çekerim
gülmez sensiz yüzüm
bulamadım izlerini
kimlerle kiminlesin
Ebe güzelim
seni tarif etmek
seni tanımak
gökyüzündeki yıldızları
saymak kadar zor
belki ela belki mavi
yok yeşil ya kara gözlüysen
ebe güzelim
göndermedin ki resmini
tarif edeyim seni
yıl 1994 nisandı galiba
ilk mektubu yazdığım gün
25 nisan
o günden bu güne ne değişti ki
arkadaş olduk tutkunlar gibi
sevdik deliler gibi özlemle
hasretle boğuştuk durduk
ne sen beni tanıdın nede ben seni
yıllar geçti aynı gün aynı saat gibi
yerimizde saydık
biri geçse
işte bu gibi derim
yok yok kumralmış
saçına perma yaparmış
giyimine görede
lens takarmış
modaya da pek uyarmış
e nede olsa zengin kızı
bazen hayal ederim boyunu
150 yok uzundur
kendine özen gösterdiğine göre
işte o zaman
gelde anlat hayalime
gelde tarif et benliğini
ebe güzelim
göndermedin ki resmini
tarif edeyim seni
sonu gelmiş insan gibiyim
çaresiz emelsiz ümitsiz
hayal gücümle yaşattım seni
yanımda koynumda başucumda
hatta sokakta bile
kimi görsem böyle biri derim
ebe güzelim
göndermedin ki resmini
tarif edeyim seni
ne acıdır bilir misin
görmeden sevmek
yaşa yaşaya bilirsen
hayal gücünü zorlayıp
kendini harap etmek
bir resim belki senin için
kağıt parçası
o resmin var ya o resmin
çok şeyler anlatırdı
dermanlar olurdu
su serperdi yüreğime
merhem olurdu
kanayan yarama
ömrümü uzatır
gönlümü rahatlatırdı
o resmin var ya o resmin
bir Mustafa KEMALİN
bir hazreti alinin
bir babamın resmi
ve hatta tuttuğum
gönlümün şampiyonu
fenerimin posteri gibi
enmezdi odamın duvarından
ebe güzelim
göndermedin ki resmini
sönsün yanardağ volkanı
gibi ateşim dinsin
yüreğimdeki hasret acısı
sussun kulaklarımdaki
çınlama sesleri
göreyim hayalimde
canlandırdığım
o sevdiğim güzeli
ebe güzelim
göndermedin ki resmini
tarif edeyim seni
Yalnızım Gurbet Ellerde
beyhudeyim gezerim dillerde
sormayın hangi gurbet ellerde
bulamam dostumu senelerce
yalnızım gurbet ellerde yalnız
dökülür yaşlar sel olur gider
meyhane köşeleri tesellim olur
böyle yaşamanın tadımı olur
yalnızım gurbet ellerde yalnız
haykırsam sesimi duyan olmuyor
kime dost desem çekip gidiyor
çekip gidenler dönmek bilmiyor
yalnızım gurbet ellerde yalnız
koskoca seneler ne çabuk geçti
gel gör ki hüseyni nasıl değişti
bitmedi ömrümde sevda çilesi
yalnızım gurbet ellerde yalnız
Ölüm ezraili gezer peşimde
demir parmaklıklar aldı sevdiğimi
geçmeyen günler yaktı içimi
gönlüm kavuşmaz sevdiğime
ölüm ezraili gezer peşimde
ne can isterim nede başka yar
mezara girmeden dostlarım ağlar
gönül şarkılarım sevdama yanar
ölüm ezraili gezer peşimde
ne gurbet yıldırdı nede ayrılık
içimi yakar gönülle hasretlik
ayırdı bizi zalim sefillik
ölüm ezraili gezer peşimde
söyleyin dostlara kazanım yansın
mezar taşımda bir garip yazsın
tabutum başında şarkılar çalsın
ölüm ezraili gezer peşimde
Hasret Kaldım
mutluluğa hasret kaldım
gönüllere selam saldım
iki cihan bir gönülde
sevgiye hasret kaldım
huzur doldu senle yuvam
neden kanar gönül yaram
sendin mutluluğa çarem
sevgiye hasret kaldım
bir bir derdi ekliyorsun
beni candan sevmiyorsun
ben senin gönlünde
sevgiye hasret kaldım
beni neden üzersin
doyasıya sevmezsin
her söze küsersin
sevgiye hasret kaldım
YAD ELLERİM KIRILDI
pirsultan aptalım derdim dağlara
akmaz oldu akarsular bağlara
bitmez oldu mor sümbüller dağlarda
yad ellerim kırıldı ümitleri oy
haber salam dedim yüce Mevla'ya
kavuşamam yare dağlar arada
hasret kaldım gurbetten sılama
yad ellerim kırıldı ümitlerim oy
kerbelada şehit imam Hüseyin
sarı telli sazın piri caferim
hak meydanların pirisin alim
yad ellerim kırıldı ümitlerim oy
Pirsultan aptalım geldim dara
kafirin hükmünü süren Hızır paşa
sende bürgün düşeceksin bu yola
yad ellerim kırıldı ümitlerim oy
hüseynim kalemim zulme alıştı
hakkın yolu nice dağlar aştı
özüm ile hak meydanı bağdaştı
yad ellerim kırıldı ümitlerim oy
Tutamadım Sözümü
nazlı yarim sana bir haberim var
yad ellerden geldim selamlarım var
dostu düşman eden intizarım var
tutamadım nazlım nazlım sözümü
gurbet elin hain zalimliği var
seni benden ayıran sebeplerim var
dost bağlarında açan gülüm var
tutamadım nazlım nazlım sözümü
aşk berdar eyledi yüreğimi
yüce dağın hasreti yakar içimi
bekleyemedim yar senin yolunu
tutamadım nazlım nazlım sözümü
divaneye döndüm yıllar geçtikçe
hasretinle köz oldum gönül derdiyle
büker bu ayrılık büker belimi
tutamadım nazlım nazlım sözümü
EHLİ BEYTE YÜZÜM SÜRDÜM
ehli beyte yüzüm sürdüm
kervanını bugün gördüm
Muhammed'e gönül verdim
ehli beyte yüzüm sürdüm
kaynıyor kazanım alim
hazırlandı omuz salım
bir kararda durmayalım
ehli beyte yüzüm sürdüm
zöhre anamın eteği
kadir Mevla'mın desteği
Kerbelanın şehidi
ehli beyte yüzüm sürdüm
hak meydanı ali yar
yolunda oldum bahtiyar
kırklar cemi dergahında
ehli beyte yüzüm sürdüm
Sararmış benzi dönmüş gazele
kim ne demiş benim ela gözlüme
sararmış benzi dönmüş gazele
oturmuş ağlıyor ocak başında
sararmış benzi dönmüş gazele
kaderinde varmış böyle tazısı
ölümden beterdir yarin acısı
aklara bezenmiş siyah saçları
sararmış benzi dönmüş gazele
kara haber almış gurbet elinden
kimse sormamış gelip halinden
yaşlar döküyor belli halinden
sararmış benzi dönmüş gazele
kurban olam güzel sen ağlama
yüreğini dertlerle dağlama
sevdanı gurbet elde arama
sararmış benzi dönmüş gazele
GÜLMEZ OLDUN ANAM
sende birgün gülmez oldun anam
saçlarını bizler için ağarttın
heybe alıp kapı kapı dolandın
sende birgün gülmez oldun anam
oğul verdin arı gibi bal yaptın
evlatlarına kucak açtın ev yaptın
gözyaşınla aşımıza su kattın
sende birgün gülmez oldun anam
el kapısına çoban oldun kul oldun
eteğine odun koydun köz oldun
dereden geçerken bize sal oldun
sende birgün gülmez oldun anam
el kızının düşersen ocağına
saygı göstermezler anam yaşına
dayanamam gözünden akan yaşa
sende birgün gülmez oldun anam
oğlun Hüseyin görür halini
bağlar el kızı elini dilini
görmedim yıllar oldu yüzünü
sende birgün gülmez oldun anam
KARIN AYAZINDA
Sivas'ın köyünde akrın ayazında
bir ana ağlıyor yalnız başına
kim bilir ne gelmiş garip başına
Sivas'ın köyünde karın ayazında
sofraya koyacak aşı kalmamış
su içecek rafta tası kalmamış
yaşı geçmiş kafada saçı kalmamış
Sivas'ın köyünde karın ayazında
sobası tütmez odunu bitmiş
odun kesecek hali kalmamış
üşümüş giyecek pırtısı yokmuş
Sivas'ın köyünde karın ayazında
Azrail gelip kaderini yazmış
gelipte kapısını kimse açmamış
toprağa koyacak kimsesi yokmuş
Sivas'ın köyünde karın ayazında
Soysuz güzelin gönlüne
kimi görsem ağlıyor bakamaz oldum
şu fani dünyaya isyankar oldum
yaşım gençken kocar oldum
düşmüşüm soysuz güzelin gönlüne
destan eyledi gönül dert halime
yazdılar soysuzu gönül kaderime
yıllar geçti gelemedim kendime
düşmüşüm soysuz güzelin gönlüne
dilendim sevdayı Yaradan'ıma
bir soysuz güzeli sardı başıma
çok geçmeden aklar düştü saçıma
düşmüşüm soysuz güzelin gönlüne
feryat ettim ben bu halime
bağırsam çağırsam kimin neyine
karşılık veren yok gönül sevgime
düşmüşüm soysuz güzelin gönlüne
AKLIM ALMIYOR
yetim büyüdüm aklım almıyor
ben cahilim kafam sarmıyor
derdimi açsam derman bulunmuyor
nasıl sevdalandım aklım almıyor
bir tenha köşede avladın beni
solan gül gibi soldurdun beni
kopardın sazımın bam telini
nasıl sevdalandım aklım almıyor
sözüne mi kandım güzelliği nemi
bağladın elimi lal ettin dilimi
daha genç iken çürüttün bedenimi
nasıl sevdalandım aklım almıyor
gurbete düşürdün perişan ettin
sevdiğim dostlara düşman ettin
ocağımı söndürdün tarumar ettin
nasıl sevdalandım aklım almıyor
ANAM
neden gözlerin doldu anam
yüzüme bakıp ta sen ağlıyorsun
neden bu kadar dertlisin anam
yüzüme bakıp ta sen ağlıyorsun
seni böyle bırakmak istemem
sensiz dünyayı görmek istemem
gözyaşın aksın aksın istemem
yüzüme bakıp ta sen ağlıyorsun
sanki içinden gitme der gibi
akıtıyorsun ağzından tatlı sözleri
ayırır bizi anam gurbet elleri
yüzüme bakıp ta sen ağlıyorsun
yüreğin dayanmaz bu ayrılığa
sık sık gelirim anam yanına
ben alıştım anam bu acıya
yüzüme bakıp ta sen ağlıyorsun
Üstüne dertlerini salındım
bir hayatın cilvesine kapıldım
dert üstüne dertlerini salındım
o yar benim olacaktı sandım
dert üstüne dertlerini salındım
gönül arzu hal ediyor sevdayı
kim saracak gönüldeki yarayı
ne edeyim dünya alem sarayı
dert üstüne dertlerini salındım
acı feryat yakar oldu içimi
hüseynim kim biliyor derdimi
dostum düşman bilir sevdiğimi
dert üstüne dertlerini salındım
bahar sevdası esti gönülden
yaş damladı iki çeşme gözümden
yar sevenler dönmez yolundan
dert üstüne dertlerini salındım
bitti artık gönül aşkım diyorsun
beni böyle gönülden siliyorsun
benim hal hatırımı sorarsan
dert üstüne dertlerini salındım
Dostlar biliyor
bak dereler kurumuş sular akmıyor
sevda yeli esti gönül bilmiyor
ağlama sevdiğim yarem kanıyor
çok çektirdi sevdan dostlar biliyor
her yürüdüğüm yollar sana geliyor
söyle talihsiz kaderimi kimler çiziyor
sevda hasreti çok can yakıyor
çok çektirdi sevdan dostlar biliyor
bahçemdeki güller bir bir soluyor
yalnız sevdam seni arıyor
gönül yüreğim yandı yanıyor
çok çektirdi sevdan dostlar biliyor
sevdandan çile keder öldürür beni
masum bakışların yakıyor içimi
uzakta hasretin eritir bedenimi
çok çektirdi sevdan dostlar biliyor
dostlar biliyor dostlar biliyor
seni çok sevdiğimi dostlar biliyor
Bağrımda yanar
sevdiğimin gönlü zulmün çilesi
bitmedi bitmiyor derdin kederi
çekilmiyor sevdanın acı bedeli
bağrımda yanar aşkın ateşi
uzaktır yarim gelmez haberi
eksilmez yarin gönül sevgisi
olur mu sevdanın hiç böylesi
bağrımda yanar aşkın ateşi
bekle sevdiğim mutlu günleri
bırakmaz beni gurbet elleri
solmuş bahçemdeki sevda gülleri
bağrımda yanar aşkın ateşi
sevdadan dinmiyor göz yaşlarım
şakır şakır öter bülbül dillerim
sensiz geçmiyor hasret günlerim
bağrımda yanar aşkın ateşi
Bakar ağlardı
sevgin yüreğimi acıyla dağladı
gönlüm gönlüne ağıtlar yaktı
anılar artık mazide kaldı
gözler gözlere bakar ağlardı
sevdamız dillerde sözlerde kaldı
yaşadığımız mutlu bir yaşamdı
sevdamızdan geriye ne kaldı
gözler gözlere bakar ağlardı
bir garip bıraktın beni dertlerle
çekip gittin sebepsizce
alışmıştım senin sıcak sevgine
gözler gözlere bakar ağlardı
ne olur çekipte gitme beni
benden esirgeme gönül sevgini
veriyorum yaşamın son nefesini
gözler gözlere bakar ağlardı
Sabır ver Allah'ım
yollarımız ayrılıyor içimdeki hislerle
beni unutacaksın zaman geçtikçe
sabrım kalmadı taşıyor gittikçe
sabır ver Allah'ım seven kuluna
sevenlerin tükenmez çile derdiyle
sevilmek istiyor gönül delice
ne eyleyim buda kaderimse
sabır ver Allah'ım seven kuluna
ümidi tükenmiş tüm sevenlere
acıyla yürekten feryat edenlere
sevdayı şarkılarla söyleyenlere
sabır ver Allah'ım seven kuluna
unuttum diye taş bastım bağrıma
unutmak kolay mı gönül sevdayla
sende yanarsın gönül aşkıyla
sabır ver Allah'ım seven kuluna
Gönül yangın
kimsem yok ki hatır sora
ne eyleyim bahtım kara
değer intizar cana
gönül yangın hasret yare
sevda acı keder eyler
yar beni berdar eder
çektiğim bu çile yeter
gönül yangın hasret yare
kalmadı gönlümün yeri
bu bendeki aşkın derdi
eser rüzgar deli deli
gönül yangın hasret yare
sevenlerin bükük boynu
deli eder sevda yolu
belli değil aşkın sonu
gönül yangın hasret yare
Derman eyle
derdimize derman eyle
gönüllere ferman eyle
aşkın feryatları ile
gönüllere derman eyle
dün doğmuş bugün ölmüş
ölenlere rahmet eyle
gönül derdi her gün böyle
gönüllere derman eyle
gurbet mahrum eder beni
sevenlere sabır eyle
dostum düşman eyler beni
gönüllere derman eyle
sevenlerin gönül hali
ayrılana sabır eyle
yakar beni yar sevdası
gönüllere derman eyle
Dünyamı yıktılar
kanımı yerlere döküyor zalimler
canımı düşmana teslim ettiler
şimdiden toprağa taşımı diktiler
yaktılar sevdiğim dünyamı yıktılar
ayrılık yakıyor gönül yare mi
dağlara duyurdum öfkeyle sesimi
yazdılar genç iken taşıma ismimi
yaktılar sevdiğim dünyamı yıktılar
kalemim yazıyor dert kederi
Hüseyin söylüyor gönülden halleri
sabrettim birtanem bahar yaz günleri
yaktılar sevdiğim dünyamı yıktılar
çağlarım çağlarım gönlümü dağlarım
ben kaderden bahtı karalıyım
bir zalim yüzünden kara sevdalıyım
yaktılar sevdiğim dünyamı yıktılar
DUYGULAR
bak susmuş öten kuşlar
neden üzgün seven insan
yoksa ayrılığın acısı mı üzer
düşünmek ileriyi ve geçmişi
hayal edersin
gönlünde kurduğun küçük dünyayı
ama sonu yine bomboş hayal
zamana bırakırsın kendini
zaman seni alır götürür
bomboş dünyanın bulunduğu yere
kederlendirir insanı
düşündükçe yaşadığın sevdalı günler
birde sevilmeden sevince
işte o zaman acı sarıyor yaralar
boş ver düşünmek neyi değiştirir
bu zamana kadar hep ben sevmişim
değişen ne oldu ki
mektupların sevgiyi anlatıyordu
bakışların sızlatıyordu yüreğimi
hele o masum gözlerinden akan yaşlar
beni sevdiğini söyler gibiydi
ne oldu şimdi sana
nefret sarmış duygularını
yanılıyor muyum yoksa
eğer beni gerçekten sevmiş olsaydın
yüreğimi azda olsa mutluluk kaplardı
şimdi ise yüreğim çelişkiler içinde
anladım ki seni kaybettim
lakin seni unutmak kolay mı sanıyorsun
ben senin elinden tutarak
yaşamıştım
belki şimdi yaşıyorum ama ne fark eder ki
yalnızlığın içinde gururuyla oynanmış
bir insanım artık
Sevdanla Zulum
bir elimde kalem birinde sazım
bu benim çektiğim sevdanla zulum
henüz belli değil dertle kederim
bu benim çektiğim sevdanla zulum
ağrımaz başımı ağrıttım senle
derdi bilmeden girdin gönlüme
yaralı yaralı sevda derdiyle
bu benim çektiğim sevdanla zulum
ne istedin benim yalnız sevdamdan
genç iken bezdirdin beni canımdan
çektiğim bellidir gözyaşlarımdan
bu benim çektiğim sevdanla zulum
hüseynim kalmaz dünyada yerim
sevdanla eridi çiğdem bedenim
acı feryadı senden öğrendim
bu benim çektiğim sevdanla zulum
Yanan Ben Oldum
kurumuş ağacın dalı ben oldum
güz geldi yaprak oldum savruldum
bir güzelin sevdasından kahroldum
hep ağlayıp ta yanan ben oldum
fani dünyaya çok isyanlar ettim
kederlendim durdum çileyi çektim
ömrüm geldi geçti murat almadım
hep ağlayıp ta yanan ben oldum
kalem yazıyor gerçeğin özünü
kimse bilmez hüseynimin derdini
ben bilirim gerçek iyi kötüyü
hep ağlayıp ta yanan ben oldum
garibin kaderi gülmez bir daha
kavuşamam yare dağlar arada
koydular diri diri mezara
hep ağlayıp ta yanan ben oldum
Yalan Dünya
yalan dünyaya geldim geleli
bakın benim göz yaşıma
gülmedim ağladım bir ömür boyunca
sevdim sevilmedim yıllar geçtikçe
kalem dert ortağım sazım sırdaşım
kalmamış dünyada bir gardaşım
sel gibi oldu gözyaşlarım
dinmek bilmez feryatlarım
özlemle aştım gerçek yılları
hiç göremedim gerçek dostları
Bilemedin
birgün olsun aramadın
halimi neden sormadın
bu kadar hayırsızsan
sevmesini bilemedin
derman değil dertler saçtın
gözlerimden yaş akıttın
beni yalnız bıraktın
sevmesini bilemedin
bilemedin bilemedin
yüreğimi söndürmedin
beni ateşlere attın
sevmesini bilemedin
bak şimdi gör halimi
bağladın sevgimi
sevmedim başkasını
harap oldum yaktın beni
solmayan gül açmaz oldu
gül benzim sarardı soldu
sensiz günlerim geçmez oldu
sevmesini bilemedin
Sevdama yanarım
Yanarım yanarım
Sevdana kanarım
Bir görüşte vuruldum
Sevdama yanarım
Sensiz dünya istemem
Sensiz sevgi dilemem
Ömür geçti gidiyor
Sensiz asla gülemem
Bu dert beni öldürür
Yüreğimi eritir
Bahçemdeki gülü
Aşkımdan soldurur
Yıldız dağı ardına
Göz diktiler tahtıma
Hele bakın yârime
Çıkmış sevda avına
Yaşadığım onca yıllar
Yaşadığım onca yıllar
Seni benden beni senden
Ayrı koydu geçen yıllar
Yaşadığım onca yıllar
Kaderimi çizdin gittin
Beni benden beter ettin
İnsan idim köle ettin
Yaşadığım onca yıllar
Bir sevdanın uğruna
Can koymuştum yoluna
Artık geldim sonuna
Yaşadığım onca yıllar
Vurup öldürseydin beni
Ateşlere attın beni
Giydirdin beyaz kefeni
Yaşadığım onca yıllar
Yoksun koydular beni
Yazıyorum dertlerimi
Söylüyorum hallerimi
Kimler aldı sevdiğimi
Yoksun koydular beni
Dilimde söz kalmadı
Yüreğime kan damladı
Dostum olan sormadı
Yoksun koydular beni
Hani bir gün dönecektin
Dudağımdan öpecektin
Ölene dek sevecektin
Yoksun koydular beni
Gözyaşım sele döndü
Ne evim ne barkım oldu
Gurbet mekânım oldu
Yoksun koydular beni
Yıkılmışım kime ne
Yıkılmışım kime ne bundan
Yakılmışım dostların alevinden
Yok, olmuşum sevenin azabından
Ben neyleyim sevenin azabından
Dost dedim düşman etti
El dedim elimden etti
Sever dedim gönülden etti
Ben neyleyim çaresizsem
Kalemle bağdaştım yalnızlığımı
Sazımla getirdim dertle kederimi
Resimlerle avundum sensizliğimi
Ben neyleyim çaresizsem
Şimdi yaşarım ne faydaki
Gönülden yaralıyım ne çare ki
Hiç kimseler beni sevmedeki
Ben neyleyim çaresizsem
Yıllara meydan okur yüreğim
Yokluğunda sen varsın sandım
Sensizliği kendime alıştıramadım
Gönlünü gönlüme bağladım
Yıllara meydan okur yüreğim
Ayrılıktan çöktü bedenim
Seni hala çok severim
Sensin tanrıdan tek dileğim
Yıllara meydan okur yüreğim
Uzaktan bakar oldum yollara
Tuz serptin kanayan yarama
Ümidim kalmadı sensiz yarına
Yıllara meydan okur yüreğim
Çaresiz esirin oldum yar senin
Gençken çürüdü çiğdem bedenim
Yıkıyor bedenimi o son sözlerin
Yıllara meydan okur yüreğim
İki çeşme yaş dökerim
Yüreğimde kal gözlerim
Seni senden çok özlerim
Gittin gideli gönül
İki çeşme yaş dökerim
Kaderime mi sana mı
Yanayım derdime mi?
Giydin beyaz kefeni
İki çeşme yaş dökerim
Hayat sensiz nasıl geçer
Sensizlik belimi büker
Yokluğun canıma yeter
İki çeşme yaş dökerim
Toprağını örtemedim
Doyasıya sevemedim
Aldı cenabı seni benden
İki çeşme yaş dökerim
Sana döndüm anneciğim
Yüreğimden atamadım
Ben sensiz yaşamadım
Mutluluğu tadamadım
Sana döndüm anneciğim
Sıcaklığını özledim
Her gün seni düşledim
Kıymetini bilemedim
Sana döndüm anneciğim
Hüseyin'di son beşiğin
Emek ettin büyüttün
Kulağımda öğüdün
Sana döndüm anneciğim
Saçlarına aklar düşmüş
Seneler ne çabuk geçmiş
Oğlun seni çok özlemiş
Sana döndüm anneciğim
Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır
05327907074
02323391793
Bu şiirlerin her türlü telif hakkı şairin kendisine veya temsilcilerine aittir.
|