Yalancının yüreğinde naz oldum,
Yaprağımı hazan vurdu güz oldum,
Hal bilmeyen gönüllerde köz oldum,
Bir zalim sevdanın vekiliyim ben.
 
Ömür hitam buldu doldu miadım,
Bozuldu düzenim kalmadı tadım,
Gurbetin peşinde hep adım adım,
Hasret yollarına dökülüyüm ben.

KIZ SANA SEVMEYİ ÖĞRETECEĞİM
 
 Öldürsen de bir bir umutlarımı,
 Kız sana sevmeyi öğreteceğim.
 Ayyuka çıkarsan ah-u zarımı,
 Kız sana sevmeyi öğreteceğim.
 
 Ömür badesine katsan da zehir,
 Gönlüne darılıp etsen de kahır,
 Kalbini taş edip vursan da mühür,
 Kız sana sevmeyi öğreteceğim.
 
 Taş kalbinin mühürünü kırarak,
 Gerekirse aşıklardan sorarak,
 Gül ile bülbülü örnek vererek,
 Kız sana sevmeyi öğreteceğim.
 
 Ateş atıp yüreğimi yaksan da,
 Gözlerimden damla damla aksan da,
 Zaman zaman arı gibi soksan da,
 Kız sana sevmeyi öğreteceğim.
 
 Hislerimle alay edip oynama,
 Sakın ha terk edip giderim deme,
 Sevemedim seni diyorsun ama,
 Kız sana sevmeyi öğreteceğim.
 
 Olsan bile hayal gibi düş gibi,
 Dondursan garibi kara kış gibi,
 Aşkım olmasan da bir kardeş gibi,
 Kız sana sevmeyi öğreteceğim.

Sultanım

Seni sevdim diye kestin cezamı,
Dünya bana dar geliyor sultanım.
Divane diyorlar sevdim deyince,
Sevdim demek ar geliyor sultanım.

Ağlamadan akan gözyaşı gibi,
Sevmek ayrılığın yoldaşı gibi,
Erişilmez yüce dağ başı gibi,
Seni sevmek zor geliyor sultanım.

Bak ihtiyar oldu ser’de gençliğim,
Rezil oldu ara yerde gençliğim,
Hani umutlarım nerde gençliğim,
Saçlarıma kır geliyor sultanım.

Olmuyor garibin feryadın duyan,
Sevdam sana gizli Allah'a ayan,
Bir gölge görürsem sana benzeyen,
Sanıyorum yar geliyor sultanım.

Sevda dedikleri bir koca derya,
İçinde garipler feryad eder ya,
Seni seve seve sensizlik var ya,
Ölüm ile bir geliyor sultanım.

GÖNLÜME YASAK KOYDUM
 
 Sevdalar bana küskün, bülbül ötmez bağımda,
 Hazan görmüş gönlümde, gül açılmış ne çıkar.
 Durmadan çırpınırım, kaderin tuzağında,
 Gönlüm üşüyor ama, ne ayaz var ne de kar.
 
 Hasretin hançerini, kara bağrıma vursam,
 Gelir diye sevdiğim, yollarına gül sersem,
 Bütün nevbaharları, Şeyda bülbüle versem,
 Bir bahar yeter bana, istemem başka bahar.
 
 Bir vefasız yar için, gönül isyankar oldu,
 Zavallı yüreğimin, sevdası yarım kaldı,
 Mecnunun Leylasına, aşkını örnek aldı,
 Yıllarca dolaştırdı, hep böyle diyar diyar.
 
 Üzülmeye mecal yok, böyle sefil etsen de,
 Bu sensiz yüreğime, yokluğunu katsan da,
 Merak etme güzelim, sen bırakıp gitsen de,
 Gönlüme yasak koydum, sevmeyecek başka yar.

GÜLDEN FAYDA YOK SANA
 
 Sen bahara güvenip, ötme ey nazlı bülbül,
 Çiçeklerden fayda yok, gülden fayda yok sana.
 Kurudu menekşeler, açılmadı gonca gül,
 Gönüllerde çağlayan, selden fayda yok sana.
 
 Gülşeninde kar mı var? yoksa gönlüm mü ayaz?
 Baharlar geçip gitti, belki gelmeyecek yaz,
 Çiçeklerle süsleyip, ağaçları kar beyaz,
 Giydirdiğin gelinlik, tülden fayda yok sana.
 
 Çeşminden dökülen yaş, kaplasa da her yanı,
 Bekleme değmez sana, sevgili olmayanı,
 Dertlere düçar olmuş, anlaşılmaz lisanı,
 Yar diye inlemeyen, telden falda yok sana.

ALLI TURNAM

Allı turnam bizim elden geçersen,
Barek dağlarından kar getir bana.
Kara gözlü nazlı yari görürsen,
Yanan yüreğinden kor getir bana.

Selvi boylu yarin dilinden söyle,
Allı yazmasının pulundan söyle,
Eşimin dostumun halinden söyle,
Çiçekli bahçemden nar getir bana.

Hele sor bakalım nicedir hali,
Yine çağlıyor mu gözünün seli,
Estiyse gönlünde sevdanın yeli,
Kalbinden bir oda yer getir bana.

Yıkılmış mı dam evlerin saçağı,
Tütüyor mu sevdiğimin ocağı,
Kuruduysa has bahçenin çiçeği,
Bülbüllerden ah-u zar getir bana.

Yıllardır hasretim sılaya yurda,
Ciğerim yanıyor yüreğim darda,
Eğer eşim dostum kaldıysa orda,
Dertlerini al da sür getir bana.

Biraz sevgi getir elinde varsa,
Biraz umut getir eğer salarsa
Siyah saçlarıma ak düştü derse,
Saçının telinden kır getir bana.

C E Y L A N

Bilmem kime küsmüş darılmış kime,
Kaderin elinden yaralı ceylan.
Bir garibim esir oldum sevgine,
Hayalin karşımda duralı ceylan.

Bağrıma bastığım taşlar ağladı,
Kader arkadaşım kuşlar ağladı,
Her gece gördüğüm düşler ağladı,
Aşk okun sineme vuralı ceylan.

Kaderin önünde boyun bükse de,
Sevda toprağına sevgi ekse de,
Zülüfleri tel tel edip dökse de,
Benim gibi bahtı karalı ceylan.

Bu alemde senden başka nem kaldı,
Sanma ki aşkımız sevgimiz öldü,
Bir damla gözyaşı merhemim oldu,
Gönül yarasına süreli ceylan.

Sevgiler şahane dediler bazan,
Ağlamak bahane dediler bazan,
Görenler divane dediler bazan,
Aşkını kalbimde göreli ceylan.

Seni benim kadar seven olmamış,
O gül yüzün bir gün olsun gülmemiş,
Anladım sevmeye mecal kalmamış,
Derdin dağlar gibi sıralı ceylan.
 

GÖZ AĞLAMAZ MI

Tutulup sevgine ümit bağlayan,
Gönül yas tutarsa göz ağlamaz mı?
Bülbüle haz veren çiçekler ile,
Bahar yas tutarsa yaz ağlamaz mı?

Kalbim sana aşık sanma ki yalan,
Bir tatlı hayalin hatıra kalan,
Yanık yanık sevda türküsü çalan,
Teller yas tutarsa saz ağlamaz mı?

Çare yok ki sevda düştü gönüle,
Bülbül aşık olmuş kırmızı güle,
Beyaz gelinlikler içinde bile,
Gelin yas tutarsa kız ağlamaz mı?

Yeter artık peşin sıra gezdiğim,
Her gün sevgimize mezar kazdığın,
Baş harfleri ismin diye yazdığım,
Şiir yas tutarsa söz ağlamaz mı?
 

HAKİM BEYİM

Sözden anlamayan deli gönülden,
Dinle şikayetim var hakim beyim.
Bir kara gözlüye gönül vermiş de,
Seviyorum işte, der hakim beyim.

Sevdamla beraber huzura geldik,
Onunla ağladık, onunla güldük,
Ferhat bile olduk dağları deldik,
Perişan halimi gör hakim beyim.

Karlı dağlar sanki yol oldu bize,
Dost bildiğim herkes el oldu bize,
Gülmek kıt, ağlamak bol oldu bize,
Yüreğimde yanar kor hakim beyim.

Ayrılığa hüküm verme ne olur,
Zalimce kalemi kırma ne olur,
Derdin nedir diye sorma ne olur,
Söylemem kimseye sır hakim beyim.

Vurulmuşum yarin hilal kaşına,
Karışmışım gözden akan yaşına,
Sevdiğimi burda yalnız başına,
Bırakıp gidemem ar hakim beyim.

Bilirsin sevdiğim namusum arım,
Sevdamız ölmeden kazma mezarım,
Ayrılık olmasın sakın kararın,
Yarin derdi beni yer hakim beyim,

Onulmaz yaramın ilacı sensin,
Bu abdal gönlümün baş tacı sensin,
İnan mutluluğun bir ucu sensin,
Sevdiğimi bana ver hakim beyim.

Ayrılık korkusu gelmesin ser’e,
Öldürme garibi göz göre göre,
Kavuştur da beni o nazlı yare,
İstersen kalemi kır hakim beyim,

KÖYLÜ KIZI

Sürme çektin kara gözün üstüne,
Belli ki sevdalın var köylü kızı.
Sevda harmanında çecin var ama,
Seviyorum demek zor köylü kızı.

Bülbüllere inat güller koklarsın,
Acep kimi sevdin kimi beklersin,
Sevdiğini yüreğinde saklarsın,
Gözlerin anlatır sır köylü kızı.

Kement atma baharına yazına,
Ben de tutuldum bir köylü kızına,
Ağlamak yakışmaz kara gözüne,
Hele dur bakalım dur köylü kızı.

Yarin kapısından yol ister gönlüm,
Arısız peteksiz bal ister gönlüm,
Karakış ayında gül ister gönlüm,
Sevda bahçesinden ver köylü kızı.

İnan her gün seni göresim gelir,
Bu kalbimi sana veresim gelir,
Cennet bahçesine giresim gelir,
Yok mudur gönlünde yer köylü kızı.

KISMETİME YOL GÖRÜNDÜ

Sevgileri aradım da, sevdim diyen gönüllerde,
Bilinmeyen hal göründü, gönüllerin mizanında.
Yüreğimde yuva kurdum, sevdiceğim gelir diye,
Kısmetime yol göründü, falcıların fincanında.

Hayallerim boşa çıktı, rüyalarda gördüm bugün,
Hasret denen kara taşı, sen diyerek sardım bugün,
Deli sevda nedir diye, dostlarıma sordum bugün,
Şeker şerbet dil göründü, şairinde ozanında.

Gülşenimde güller soldu, gözyaşlarım döndü sele,
Perişanım ciğerparem, şu halimi gel gör hele,
Şiir yazdım, türkü yazdım, nağmesini verdim güle,
Bir çağlayan sel göründü, bülbüllerin lisanında.

Uslanmadı abdal gönlüm, bir kurumuş güle döndü,
İnanmıştım sevgisine, aşk ateşi çabuk söndü,
Ferhat şirinini sevdi, kerem aslısına yandı,
Mecnunlara çöl göründü, sevdaların düzeninde.

Bülbüllere lisan oldum, etsin diye ah-u zarı,
Gönül kapım açık tuttum, seni sevdiğimden beri,
Yazları hiç yaşamadım, unutturdun ilkbaharı,
Açılmayan gül göründü, şu gönlümün hazanında.

O G E C E

Hasretliğin gönül ile yarıştı,
Aşkın kalemini kırdım o gece.
Rüyalarım gerçek ile karıştı,
Adeta ruhumu verdim o gece.

Hazan oldu şu gönlümün yazında,
Umutsuz bakışlar kaldı gözümde,
Birazcık tebessüm görsem yüzünde,
Huzurunda selam durdum o gece.

Sabrettim hep bir gün gülecek diye,
Gönül sarayımda kalacak diye,
Belki de ansızın gelecek diye,
Boşuna hayaller kurdum o gece.

Kalmadı sevdamın tutacak yanı,
Sensizce gelecek ömrümün sonu,
Seni sevmiyorum demiştin hani,
Korkulu rüyalar gördüm o gece.

GÖRE GÖRE YAZMIŞLAR

Tecelli kağıdım elime geçti,
Kaderimi kara kara yazmışlar.
Hayat listesine göz attım şöyle,
Dertlerimi sıra sıra yazmışlar.

Ölmek yaşamaktan evladır diye,
Her şeyin bileni mevladır diye,
Aldatıp garibi sevdadır diye,
Gam yükünü vura vura yazmışlar.

Gözyaşı katmışlar zemzem suyuna,
Sen garipsin bir şey düşmez payına,
Demişler ki sefil sevmek neyine,
Aşka ceza vere vere yazmışlar.

Herkes döver aşka boyun bükeni,
Gözyaşını sevgi için dökeni,
Atlas halı diye çakır dikeni,
Yollarıma sere sere yazmışlar.

Bülbülün ah-u zar ettiği gibi,
Balığın Yunus’u yuttuğu gibi,
Mecnunun Leylaya gittiği gibi,
Dert çölüne süre süre yazmışlar.

Dediler ki kendin yaptın seçimi,
Haddin değil sorgulama suçunu,
Azar azar kırlar düşen saçımı,
İlmek ilmek öre öre yazmışlar.

Bir kenara terk etmişler gönlümü,
Uygun görmemişler çifte benlimi,
Adım adım izlemişler ömrümü,
Her durakta dura dura yazmışlar.

Bir damla mutluluk başa gelmemiş,
Bir avuç sevgiyi veren olmamış,
Kıyıda köşede bir şey kalmamış,
Ayan beyan göre göre yazmışlar.

BUZLARIN ARASINDA

Sevdaları aradım yücesinde dağların,
Gördüm ki çiçek açmış buzların arasında.
Gündüzü yangın yeri gecesinde dağların,
El etti ışmar etti kızların arasında.

Bu gönül sevdaların ayazında kışlarken,
Nazlı nazlı bakışı yüreğime işlerken,
El ele tutuşmayı usul usul düşlerken,
Çifte benler göründü yüzlerin arasında.

Sevdası ılık ılık yüreğime akınca,
Filizlenir büyür mü gül bahçeme ekince?
Gözlerinin rengine mail oldum bakınca,
Bir çift zeytin tanesi gözlerin arasında.

Sessizce çekip gitti acep kime yar oldu,
Adını bilmediğim uzak bir diyar oldu,
Yüreğimi okşayan ılık bir rüzgar oldu,
Sanki bir bahar kalmış güzlerin arasında.

S U N A M

Doğuştan mı kara senin gözlerin,?
Yoksa sürmeler mi çekildi sunam.
Neden garip garip boyun bükersin,
Gönül bahçene mi girildi sunam.?

Yar peşinden yüce dağlar aşmışsın,
Yuvam deyip toprakları eşmişsin,
Sende benim gibi yorgun düşmüşsün,
Yoksa kanadın mı kırıldı sunam.?

Ağustos ayların kar benim gibi,
Hasretlik içinde kor benim gibi,
Gözünde sellerin var benim gibi,
Sana da sevda mı soruldu sunam.?

Yıllardır hasretlik gitmedi ser’den,
Bir haber, bir selam gelmedi yar’dan,
Kimlere darılıp göç ettin burdan,
Sevdiğine el mi sarıldı sunam.?

Yüreğime zehir olsa sararım,
Rüyam kabus olsa hayra yorarım,
Bende senin gibi bir dost ararım,
Bu gönül sevmekten yoruldu sunam.

S A Ç L A R I N

Belik belik omzundan aşağı,
Örülmüş sevdiğim siyah saçların.
Gümüş kemer gibi ince beline,
Sarılmış sevdiğim siyah saçların.

Gül suyu dökmüşsün koklasın diye,
Dert üstüne çile yüklesin diye,
Garibim koynunda saklasın diye,
Verilmiş sevdiğim siyah saçların.

Ağdırmışsın bulut gibi beline,
Uçurmuşsun gülüm sevda yeline,
Hasret çekenlerin çile yoluna,
Serilmiş sevdiğim siyah saçların.

Bu mail adresi spam botlara karşı korumalıdır, görebilmek için Javascript açık olmalıdır

Bu şiirlerin her türlü telif hakkı şairin kendisine veya temsilcilerine aittir