Deprecated: Function split() is deprecated in /www/htdocs/w0088739/besteciler/index2.php on line 136
Besteciler.org 2006-2016 - Cemal Safi 2
Strict Standards: Non-static method mosMainFrame::sessionCookieName() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/includes/frontend.php on line 34

Strict Standards: Non-static method hwd_vs_Config::get_instance() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/mambots/content/hwd_vs_videocontent.mambot.php on line 52

Strict Standards: Non-static method hwd_vs_Config::get_instance() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_hwdvideoshare/core/template.php on line 24

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w0088739/besteciler/includes/phpInputFilter/class.inputfilter.php on line 457

Deprecated: preg_replace(): The /e modifier is deprecated, use preg_replace_callback instead in /www/htdocs/w0088739/besteciler/includes/phpInputFilter/class.inputfilter.php on line 459

Strict Standards: Non-static method HTML_content::Title() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 469

Strict Standards: Non-static method HTML_content::PdfIcon() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 472

Strict Standards: Non-static method mosHTML::PrintIcon() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 475

Strict Standards: Non-static method mosAdminMenus::ImageCheck() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/includes/joomla.php on line 2328

Strict Standards: Non-static method HTML_content::EmailIcon() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 478
Cemal Safi 2
Strict Standards: Non-static method HTML_content::EditIcon() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 631

Strict Standards: Non-static method HTML_content::Section_Category() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 510

Strict Standards: Non-static method HTML_content::Section() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 754

Strict Standards: Non-static method HTML_content::Category() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 757

Strict Standards: Non-static method HTML_content::Author() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 513

Strict Standards: Non-static method HTML_content::CreateDate() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 516

Deprecated: Function ereg() is deprecated in /www/htdocs/w0088739/besteciler/includes/joomla.php on line 3762

Strict Standards: Non-static method HTML_content::URL() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 519

Strict Standards: Non-static method HTML_content::ModifiedDate() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 535

Strict Standards: Non-static method HTML_content::ReadMore() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 538
Yazar Administrator   
Pazartesi, 14 Mayıs 2007

Strict Standards: Non-static method HTML_content::TOC() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 525
Sample Image

 

Dolanır

 

Cemal Safi

Halime bakıp da mücrimim sanma
Karşında ayağım elim dolanır
Ahraz da değilim dilbazım amma
Seni gördüğüm an dilim dolanır

Biricik servetim resmim masamda
Tek zevkim de sensin tekmil tasam da
Ben sana gelmeye uğraşmasam da
Kördüğüm olası yolum dolanır

Hele bir derdim var hepsinden yaman
Aman sen işitme sen duyma aman
Kolunda birini gördüğüm zaman
Kalbimde kan değil zulüm dolanır

 

 

Dönüşü Olmayan

 

Cemal Safi

 

Senmisin neşemi götüren zalim
Seninde bugün son gülüşün olsun
Aşkımı burnumdan getiren zalim
Dönüşü olmayan gidişin olsun.

En kötü günümü arattın bana
Ne benli hayalin nede düşün olsun
Melekten bir şeytan yarattın bana
Dönüşü olmayan gidişin olsun.

Kimseden merhamet dilenmemiştim
Kapımda dilenmek son işin olsun
Kimseye ah edip ilenmemiştim
Dönüşü olmayan gidişin olsun.

Ben aşkın narına yandım seninle
Mum gibi eriyip sönüşün olsun
Gözyaşın ismimi yazsın diline
Dönüşü olmayan gidişin olsun.

Hıçkıra hıçkıra çığlık çığlığa
Martılar misali ötüşün olsun
Peşimde koşuştur soluk soluğa
Dönüşü olmayan gidişin olsun

Sarhoşa meze ol meyhanelerde
Günahkar ellerde bitişin olsun
Enkazın bulunsun viranelerde
Dönüşü olmayan gidişin olsun

 

 

Edemezsin

 

Cemal Safi

İş işten geçmeden gel de söz dinle
Sen benim aşkımla baş edemezsin
Ben sarhoş gezerken senin derdinle
Sen kendi gönlünü hoş edemezsin

Gül sefa sürse de bülbül çilerken
Bin pişman olmaz mı rengi solarken
Ben sana dört mevsim bahar dilerken
Sen benim yazımı kış edemezsin

Fırtına biçersin ey rüzgar eken
Borcunu faizle öder geciken
Sen benim gezdiğim yolları diken
Yattığım yatağı taş edemezsin

Gülersin aşığı yedekte sayıp
Yetmez mi arından verdiğin kayıp
Kınalı kekliğim elde var deyip
Sen beni kafeste kuş edemezsin

Kapılma hayalin renk akışına
Ağlarsın gerçeğin can yakışına
Ben kurban olurken bir bakışına
O canım gözleri yaş edemezsin

Aklını başına topla da vazgeç
Gel beni dinle de vuslata gün seç
Sen benim elime mecbursun er geç
Bahtımı Mecnun’a eş edemezsin

 

 

Eskici

 

Söz : Cemal Safi

Müzik : Vedat Yıldırımbora

 

Çekinme eskici içeri buyur
Burada bir aşkın ateşi uyur
Baktıkça içimin yangını büyür
Al götür eskici topla ne varsa
Kalmasın bu aşktan hiç bir hatıra

Onundu şu masa şu kalem kağıt
İster sat istersen hayrına dağıt
Bitsin bu hıçkırık dinsin göz yaşı
Al götür eskici topla ne varsa
Kalmasın bu aşktan hiç bir hatıra

Hepsinde yaşanan bin bir anı var
Hepsinin bir şeyler söyler yanı var
İçimde bu aşkın hatırası var
Al götür eskici topla ne varsa
Kalmasın bu aşktan hiç bir hatıra

 

 

Fark Eyledim!

 

Cemal Safi

 

Aşk seliydim sana akan
Gönülleri ark eyledim
Her güzelde sana bakan
Tarafımı fark eyledim...

Salim çıktım her ummandan
Sendin bana tek kumandan
Sığındığım her limandan
Tekrar sana çark eyledim...

Vesileyi at bir yana
Sevişelim kana kana
Değmezleri aşktan yana
Servetleri gark eyledim...

 

 

Giderim

 

Cemal Safi

 

Sersefilim sevgilinin uğruna
Abdal oldum göç eyledim giderim
Hançer vurdum gençliğimin bağrına
Telafisiz suç eyledim giderim

Kalp gözünden aldım olmaz darbeyi
O gün bugün şaşırıyorum kıbleyi
Bilemiyorum medineyi kabeyi
Yar gönlünü hac eyledim giderim

Geçse de ömrümün her anı yasla
Borcumu ödemiş olamam asla
Bahşettiği yüce aşka kıyasla
Koskoca bir hiç eyledim giderim

Cemal'im mürekkep etsen kanını
Yazmakla olmuyor aşkın tanımı
Yar kurban adamış aziz canımı
Al kınalı koç eyledim giderim

 

 

Gönül

 

Cemal Safi

 

Ben sana uymazsam ağrımaz başım,
Sayende gülecek yüzüm yok gönül.
Nereyi yıkmadı benim gözyaşım,
Nerede hıçkırık izin yok gönül.

Yeni bir afet mi girdi düşüne?
Hadi Allah versin çek git işine,
Bir fettan gözlünün düşüp peşine,
Derbeder olmaya lüzum yok gönül.

Ne bana cilve yap, ne yalvar yakar,
Yerimde kim olsa usanır bıkar,
İstersen karşıma huriler çıkar,
Vallahi billahi gözüm yok gönül.

Son diye söz verdin her seferinde ,
Vefa yok ,ne Aynur, ne Ayfer’inde,
Hayırsız Nur’unda Nilüfer’inde,
Emelim ,özlemim, arzum yok gönül .

Seni çöle çevirmeye mahkumum,
Ne bir gülüm olsun, ne bir zakkumum,
Çoktandır başladı ,yaprak dökümüm,
Takvimde baharım,yazım yok gönül.

Nerede görülmüş ,güldüğüm nerde,
Nerede başımı sokmadın derde,
Her aşkta hüsranla kapandı perde,
Artık o tarakta bezim yok gönül.

Kapandı sevdanın dönemi bence,
Kalmadı Leyla’nın önemi bence,
Gene mi özendin gene mi gence,
Sana söyleyecek sözüm yok gönül.

 

 

Gözüm Kesmiyor

 

Cemal Safi

 

Sessizim ne kadar üzsen de beni
Ağzımı açmaya gözüm kesmiyor
Vurduğun zincirden çözsen de beni
Bırakıp kaçmaya gözüm kesmiyor

Ne olur git deme kalbimi kır da
Meleyen gönlümü kaptırma kurda
Sıratı geçecek imanım varda
Aşkından geçmeye gözüm kesmiyor

Ne çıkar sararıp solsa da yüzüm
Gönlümde baharsın gelse de güzüm
Çekilmez olsa da sitemin nazın
Başka yar seçmeye gözüm kesmiyor

Ne olur git deme kalbimi kır da
Meleyen gönlümü kaptırma kurda
Sıratı geçecek imanım varda
Aşkından geçmeye gözüm kesmiyor

 

 

Güzelsin

 

Cemal Safi

 

Görenler kendini beğenmiş sansın,
Sen böyle havalı pozla güzelsin.
Varsın âşıkların bıksın usansın,
Sen böyle cilveyle, nazla güzelsin...

Göz göre gelince aklım şaşıyor,
Yüreğim koşmaktan yorgun düşüyor,
Sığmıyor gönlüme aşkın taşıyor,
Sen benim haddimden fazla güzelsin...

Vadesi yakına eğleme meyil,
Sen sen ol zamanı zengine eğil,
Ben gibi hüzünlü hazanla değil,
Sen, taze baharla yazla güzelsin...

Aşk hevesle başlar, hasret, gurbetle.
Solmasın gençliğin gamla, kasvetle.
Çünkü sen her zaman sen muhabbetle,
Şiirle, şarkıyla, sazla güzelsin...

 

 

Hadi Git

 

Cemal Safi

 

Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!

Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle,
Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.

Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar.

Mademki benli hayat sana kafes kadar dar,
Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.

Hadi git, benden sana dilediğince izin,
Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.

Kahrımın nedenini söylesem irkilirler;
Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.

Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
Oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın.

Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,
Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak!

Sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez,
Sanma ki hüsranını görmeye ömrüm yetmez.

Her darbene tahammül edecektir bedenim,
Gururum mani olur perişanıma benim.

Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.

Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
Sana gül bahçesini kim açar benden başka!

Hercai arılara meyhanedir çiçekler,
Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!

Mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin,
Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.

Ne veda ya gerek var, ne de mektuba hacet,
Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!

Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!
Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!

Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm!
Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.

Korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum;
Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum!

Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git! ...

 

 

İç Benim İçin

 

Cemal Safi

 

Kapını çalarsa mazinin eli
Ne olur bir şişe aç benim için
Ben hiç ayıkmadım gittin gideli
Sende bir kaç kadeh iç benim için

Bir gece veda et tatlı uykuna
Girdiğim günahı sarhoşken kına
Yarıda bırakma Allah aşkına
Bu gece kendinden geç benim için

Nasıl bir yanlışa ben adım attım
Nasıl bu günahın zehrini tattım
Sana nasıl kıydım, nasıl aldattım
Anlatmak o kadar güç benim için

Hoş görme af etme yaptıklarımı
Kaldır yeryüzünden artıklarımı
Tutuştur resmimi mektuplarımı
Savur küllerini saç benim için

Tek ondan söz etme canımı dile
Sorsan hatırlamam adını bile
Değişmek olur mu dikeni güle
O senin yanında hiç benim için

Maziden eserse hasretin yeli
Ne olur bir şişe aç benim için
Ben hiç ayıkmadım gittin gideli
Sende bir kaç kadeh iç benim için

 

 

İlah Gözlerin

 

Cemal Safi

 

Medet bekliyorum vurduğu yerde
Oralı olmuyor siyah gözlerin.
Gönlümü dağlıyor gördüğü yerde
Kanıma susamış silah gözlerin.

Her yalan sözüne iftira ekler
Sayısız suçunu sırtıma yükler
Cenneti müjdeler ibadet bekler
Şeytanın taptığı ilah gözlerin.

Feryadım asılsız şikayet değil
Laf değil söz değil rivayet değil
Yetim hakkı değil cinayet değil
Koktuğum en büyük günah gözlerin

 

 

İnsafsız

 

Cemal Safi

Senin sol göğsünün altında vuran
Kalp değil taştır be taştır insafsız
Sen Arap kısrağı bense küheylan
Peşinden koştur ha koştur insafsız

Bakışın gücünü bende mi sınar
İnlesem azarlar ağlasam kınar
Sen ceylansın diye gözlerim pınar
O yüzden yaştır be yaştır insafsız

Tercüman olmaktan aciz halime
Osmanlı dilinde yüz bin kelime
Bir şarap kadehi verdin elime
Unuttum ekmektir aştır insafsız

İçimde cevapsız kalan merak var
İki yay altında binlerce ok var
Ava mı çıktın ki bu kadar çok var
O nasıl kirpiktir kaştır insafsız

Bülbülden ibret al duy avazından
Dinle isyanını kendi ağzından
O dahi usanmış gülün nazından
Gönül de kuştur be kuştur insafsız

Ey beni zehrine müptela eden
Sordun mu kimdir bu intihar eden
O ömür törpüsü gözlerden tüten
Esrara keştir be keştir insafsız

 

 

Kara Gözlüm

 

Cemal Safi

 

Ben bin kere dedim, sen bir kez niye
Sevdim diyemdin he kara gözlüm?
Madem riyakarım bu ağıt niye ?
Akan gözyaşlarım ne kara gözlüm?...

Niçin yaktın bilmem bu bağrı neden?
Kalbimde dinmeyen bu ağrı neden?
Söyle! Nedir beni böyle kahreden?
Bir bildiğin varsa de kara gözlüm...

Gidende gelende duranda bile
İçimde çırpınıp vuranda bile
Sen varsın Mukaddes Kur'an da bile !
Elif,be,te,se ve kara gözlüm....

Henüz rastlamadım halden bilene
Perişan halime gülen gülene
Oysa çektirdiğin bütün çilene
Bir çift gözün bedel be kara gözlüm...

Murada ersede nadir bazısı
Karadır aşığın alınyazısı
Sanki garip gönlüm ana kuzusu
Ardından seslenir me kara gözlüm..

Her akşam,her gece, her seherde sen
Havamda, suyumda, her değerde sen !
Ben Mecnuna döndüm,ne dersen de sen !
Adımın baş harfi Ce! kara gözlüm....

 

 

Kılavuzum Karga Çıktı Neyleyim

 

Cemal Safi

 

Deli gönlüm benden yana olmadı
Düşmanıma arka çıktı neyleyim...
Aşk elinden az buz darbe almadı
Yaraları kırka çıktı neyleyim...

Uslanmadı vazgeçmedi yasaktan
Bakışları kurtulmadı tuzaktan
Kör kediyi samur sandı uzaktan
Kürk dediği hırka çıktı neyleyim...

İçer içmez huri dedi cadıya
Mahkum etti ısırganla yatıya
Sarhoş iken tayinimiz batıya
Ayıkınca şarka çıktı neyleyim...

Yeni değil şu gönlümün kandığı
Çalı çırpı çınar diye konduğu
Her derdime şifa diye sunduğu
Şıra sandım sirke çıktı neyleyim...

Haram olsun huzur nedir bildiysem
Bin ağladım, senede bir güldüysem
Acınacak durumlara geldiysem
Kılavuzum karga çıktı neyleyim..

 

 

Kış Gelmez Oldu

 

Cemal Safi

 

Kimi gerçek kınar kimi şakadan,
Sanırlar elimden iş gelmez oldu.
Destek alsam Çin’den Amerika’dan,
Zalim kaderimle baş gelmez oldu.

Gayem ne safahat, ne saltanattı.
Felsefem hep şükür, hep kanaatti.
Kahve açtım garsonlarım çay sattı.
Çatlaksız kırıksız boş gelmez oldu.

Kenardan köşeden borç yiye yiye,
Servetim yük olmaz oldu kediye,
Soba bayi oldum güz geldi diye,
İlkbahar yaklaştı, kış gelmez oldu.

Yaslanamam betonarme yapıya,
Çökeceği tutar şanssızlık bu ya,
Kaç yıl gele attım bir tek kapıya,
Ecelim geldi de şans gelmez oldu.

Neyi esirgesem gelir nazara,
Bahçevan oldum da bir gülizara,
N’olur bülbül ötsün bir gün kazara,
Saksağandan başka kuş gelmez oldu.

Bu nasıl adalet, bu nasıl dava?
Tatlı lokma yiyemedim bedava,
Hangi toyda kaşık atsam pilava,
Benden başkasına taş gelmez oldu.

Gün günü arattı duygularıma,
Geceler güç kattı kaygılarıma,
Kabuslar kastetti uykularıma,
Hayra yorulacak düş gelmez oldu.

Tehlike çalsa da bütün hatlarım,
Dosta vız geliyor tüm imdatlarım,
Nice şiirlerim iltifatlarım,
Yarin kulağına hoş gelmez oldu.

Kör olası gözüm, pınardı hani?
Her dostu ağıtla anardı hani?
Dağ gibi babamı aldı da fani,
O gündür bu gündür, yaş gelmez oldu.

 

 

Laralı Halil

 

Cemal Safi

 

Hasretin amansız tuttu yakamı,
Neden olmuyorsun oralı Halil?
Kasten mi terk ettin,yoksa şaka mı?
Bu mudur dostluğun kuralı Halil?

Vefakar kalbimi boşuna yordum,
Bensiz cennet olsa gitmez diyordum.
Yerini güneyli kuşlara sordum,
Tanırız dediler Laralı Halil!...

Başkent midir,yoksa fizan çölü mü?
Mecnun gibi özler oldum ölümü,
Gülmeyen bahtımın sensiz bölümü,
Şimdi çatal çatal karalı Halil!...

Bu mu ağabeylik,bu mu erkeklik?
Bir Tanrı'ya mahsus değil mi teklik?
Kırk avcının birden vurduğu keklik,
Acep ben kadar mı yaralı Halil?...

Kanıtla indinde yerim yüceyse,
Gel de muammayı çöz bilmeceyse,
Senin gönlündeki kraliçeyse,
Benimki sevginin kralı Halil!...

Sen zevkten sarhoşken ben zehir yedim!
Gece gündüz sürdü hasret nöbetim!
Henüz bin derdimin birini dedim;
İsyanlar dilimde sıralı Halil!...

Cemal'in sersefil sen bozma keyfi,
Yüklenme sabrıma,çıldırtma kafi!
Öz kardeşim diye övdüğün Safi,
Şimdi hicranınla daralı Halil!...

 

 

Müsaaden Olursa Ben Gidiyorum

 

Cemal Safi

 

Seninle tanışmam geçen kışındı,
Romandın, gözlerin satır başındı.
Okuya okuya ismin aşındı,
Bu aşkın modası geçti diyorum,
Müsaaden olursa ben gidiyorum.

Eşkıya bakışın beni yıldırdı,
Hançeriyle gururuma saldırdı.
Gönlüm ayrılığa kadeh kaldırdı,
Hasretin zehrolsa içerim diyorum,
Müsaaden olursa ben gidiyorum.

Bir zaman gözyaşı döktü sürekli,
Nerede o eski yufka yürekli?
Kelebek gönlüme çiçek gerekli,
Senin ilkbaharın geçti diyorum,
Müsaaden olursa ben gidiyorum.

Masallar anlatıp avutamazsın,
Talihim gözünü açtı diyorum.
Ninniler söyleyip avutamazsın,
Gönlümün uykusu kaçtı diyorum,
Müsaaden olursa ben gidiyorum.

Mademki akıyor gençlik su vari,
Kalmasın olmadık arzusu bari.
İşinin erbabı gönlüm süvari,
Kıskıvrak bir kısrak seçti diyorum,
Müsaaden olursa ben gidiyorum.

 

 

Ne Kaybederdin

 

Cemal Safi

 

Bir günah işledim bin af diledim
Üstünde durmasan ne kaybederdin?
Hemen her fırsatta bir tokat gibi
Yüzüme vurmasan ne kaybederdin?

Neyin eksilirdi beni affetsen ?
Ne vardı kalbimi tekrar fethetsen !
Ne olur birazda bizden bahsetsen
Hep onu sormasan ne kaybederdin?

Evli olmasak ta keyfe kederdi
Gönül nikahımız bize yeterdi
Şeytana uyup ta bu kadar derdi
Başına sarmasan ne kaybederdin?

Yakamı tutmasan yargılar gibi
Ahiret gününde sorgular gibi
Her yerde hatamı sergiler gibi
Önüme sermesen ne kaybederdin?

Üstüme gelmesen sıkana kadar
Üzmesen canımdan bıkana kadar
Dağ gibi sabrımı yıkana kadar
Dilini yormasan ne kaybederdin?

Kanattın yaramı günbegün deşip
Paramparça oldun gözümden düşüp
Çılgın seller gibi haddini aşıp
Üstüme varmasan ne kaybederdin?

Hiç şansın kalmadı dönsen de geri
Yitirdin verdiğim bütün değeri
Aşkına emanet ettiğim yeri
Bu kadar kırmasan ne kaybederdin?

 

 

Ne Yazar?

 

Cemal Safi

 

Duydum ki vefasız incinip küsmüş
Darılsa ne yazar darılmasa ne?
Bir selam yollardı onu da kesmiş
Kırılsa ne yazar kırılmasa ne?

Ben keder üretir dert yaratırım,
Aleme ibrettir her bir satırım,
Kırk yılın başında halim hatırım
Sorulsa ne yazar sorulmasa ne?

Benden uzak olsun ersin ahtına
Dilerim sultanlar çıksın bahtına
Layık olmadığı gönül tahtına
Kurulsa ne yazar kurulmasa ne?

Kervanı kırılmış çölden beterim
Hancıya yolcuya hasret giderim
Yüz karası olmuş gönül defterim
Dürülse ne yazar dürülmese ne?

 

 

Rüyalarım Olmasa

 

Söz : Cemal Safi

Müzik: Zekai Tunca

 

Yıldızlara baktırdım fallara çıkmıyorsun
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa
Pencereden bakmıyor yollara çıkmıyorsun
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa

Zor mu geldi kalbinde bana sevgi saklamak
Yakıp gittiğin yeri dönüp bir kez yoklamak
Değil sabaha kadar seni öpüp koklamak
Seni sarmam imkansız rüyalarım olmasa

Sevmesem özler miyim seni can pahasına
Ne olur bir fırsat ver, beni bir daha sına
Adını söyleyemem senden bir başkasına
Seni sormam imkansız rüyalarım olmasa

Düşlerimde incitsem günlerce uyuyamam
Sana değil, saçının bir teline kıyamam
Yıllar sonra dönsen de' nerde kaldın' diyemem
Seni kırmam imkansız rüyalarım olmasa

Yalvarırım mektup yaz beş dakkanı ayırda
Su serp yanan sineme sağlığını duyur da
Yaban gülü gibisin dağda,kırda,bayırda
Seni dermem imkansız rüyalarım olmasa...

 

 

Sen İran Ol

 

Cemal Safi

 

Sarhoşunum, nasıl ayık kalayım?
Aşk şarabın doldu gönül testime.
Sen İran ol bende şahın olayım;
Varsın Sultan Selim gelsin üstüme...

Öyle bir güç var ki aşkın verdiği;
Deryada damladır aklın erdiği.
Perilerin,meleklerin,gerdiği,
Sipersin,kanatsın,kolsun üstüme...

Ali'nin kılıcı elimde aşkın,
Veli'nin duası dilimde aşkın.
Durmasın karşıma çıkacak şaşkın;
Tekmil orduların salsın üstüme...

Yad el dokunursa kaşına senin,
Ölürüm çıkamam karşına senin.
Zarar getirirsem taşına senin;
Yezid'in vebali kalsın üstüme...

 

 

Sensiz İki gün

 

Cemal Safi

Murat Şenpınar

 

Nere gizlendimse aşikar oldum
Hedefte gördüler sensiz iki gün
Dertler avcı oldu ben şikar oldum
İnsafsız vurdular sensiz iki gün

Ayağıma prangalar taktılar
Gözlerimi bağladılar yaktılar
İki koldan bir anlımdan çaktılar
Çarmığa geldiler sensiz iki gün

Kaale almadılar dileklerimi
Yarasalar emdi iliklerimi
Bükülmez sandığım iliklerimi
Kırk yerden kırdılar sensiz iki gün


 

Tek Hece

 

Cemal Safi

 

Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim.

Bülbül benim lisanımla ötüştü.
Bir gül için can evinden tutuştu.
Yüreğine Toroslar'dan çığ düştü.
Yangınımı söndürmedi kar benim.

Niceler sultandı, kraldı, şahtı.
Benimle değişti talihi bahtı,
Yerle bir eylerim taç ile tahtı,
Akıl almaz hünerlerim var benim.

Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim'i,
Her oyunu bozan gizli zor benim.

Yeryüzünde ben ürettim veremi.
Lokman Hekim bulamadı çaremi.
Aslı için kül eyledim Kerem'i.
İbrahim'in atıldığı kor benim.

Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di.
Hatırım için yüce dağlar delindi.
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi.
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim.

İlahimle Mevlana'yı döndürdüm.
Yunus'umla öfkeleri dindirdim.
Günahımla çok ocaklar söndürdüm.
Mevla'danım, hayır benim, şer benim.

Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
Görünmezim cismim de yok, resmim de
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim

Benim için yaratıldı Muhammed
Benim için yağdırıldı o rahmet
Evliyanın sözündeki muhabbet
Embiyanın yüzündeki nur benim

 

 

Vurda Öyle Git

 

Cemal Safi

 

İdam mahkumunun söz hakkı vardır
Bari son arzumu sor da öyle git
Arının çiçekte göz hakkı vardır
Bir buse için dur da öyle git

Madem gidiyorsun bura son durak
Ne adres, ne mektup, ne resim bırak
Kendinden bir parça bir cisim bırak
Saçından birkaç tel ver de öyle git

Ardımdan bir damla yaş dökeceksen
Adımı andıkça ah ah çekeceksen
Kabrime bir gonca gül dikeceksen
Ne olur yaşatma vur da öyle git

Hem yıllarca oyna gönül sahnemde
Hem perdeyi kapat en mutlu demde
Sitem oklarına hedef sinemde
Açtığın yarayı sar da öyle git

Pişmanlık duyarda dönersen geri
Gel de gör aşkından kalan eseri
Seyret ateşinin düştüğü yeri
Hasretin zulmünü gör de öyle git

 

 

Vurgun

 

Söz: Cemal Safi
Müzik: Selçuk Tekay

Gözlerim uykuyla barıştı sanma
Sen gittin gideli dargın sayılır
Bende bir zamanlar sevildim ama
Seninki düpedüz vurgun sayılır

Ne kadar zulmetsen ah etmem sana
Her iki cihanda gül kana kana
Seninle cehennem ödüldür bana
Sensiz cennet bile sürgün sayılır

Yalan mı söyledin göz göre göre
Ne zaman dolacak verdiğin süre
Gönülden gördüğüm takvime göre
Aldığım her nefes birgün sayılır


 

Ya Evde Yoksan

 

Cemal Safi

Orhan Gencebay

Aşkınla ne garip hallere düştüm
Herşeyim tamam da bir sendin noksan
Yağmur yaş demeden yollara düştüm
İçim ürperiyor ya evde yoksan

Elbisem gündelik pabucum delik
Haberin olsa da sobayı yaksan
Yağmur iliğime geçti üstelik
İçim ürperiyor ya evde yoksan

Sarhoşsan kapını çaldığım anda
Fahişeler gibi açık saçıksan
Bir de ufak rakı varsa masanda
İçim ürperiyor ya evde yoksan

Bakkala gitmeme lüzum kalmasa
Durumu anlardın takvime baksan
Allah vere misafirin olmasa
İçim ürperiyor ya evde yoksan

Kıvırcık marulun vardır inşallah
Bir salata yapsan bol limon sıksan
Senin de iştahın iyi maşallah
İçim ürperiyor ya evde yoksan

Sabahlara kadar içsek sevişsek
Ne ben işe gitsem ne sen ayıksan
Derin bir uykunun dibine düşsek
İçim ürperiyor ya evde yoksan

Ne kadar üşüdüm nasıl acıktım
İlk önce sıcacık banyoya soksan
Sanırsın şu anda denizden çıktım
İçim ürperiyor ya evde yoksan

Yanlış mı aklımda kalmış acaba
Muhabbet sokağı numara doksan
Boşa mı gidecek bu kadar çaba
İçim ürperiyor ya evde yoksan

Ya yolu kaybettim ya ben kayboldum
Ne olur bir yerden karşıma çıksan
Tepeden tırnağa sırsıklam oldum
İçim ürperiyor ya evde yoksan

 

 

Yakılacak Yara

 

Cemal Safi

 

Yakılacak yara bu
Yandırır diye içtim.
Dudakların şarabı
Andırır diye içtim.

Kahroldum gidişine
İçtim peşi peşine
Gönlüm senin işine
Son verir diye içtim.

Vurduğun günden beri
Sormadın derbederi
Ateş ettiğin yeri
Söndürür diye içtim.

Ne hal bildin ne hatır
Yazmadın tek bir satır
Senin gibi aldatır
Kandırır diye içtim.

Yokluğun hışım gibi
Bastırdı kışım gibi
Seni de başım gibi
Döndürür diye içtim.

Safi'ye sor sancımı
O bilir ilacımı
İflah olmaz acımı
Dindirir diye içtim.

 

 

Zulüm Dolanır

 

Cemal Safi

 

Halime bakıp da mücrimim sanma,
Karşında ayağım ,elim dolanır.
Ahraz da değilim,dilbazım amma,
Seni gördüğüm an dilim dolanır.

Biricik servetim resmin masamda,
Tek zevkimde sensin,tekmil tasam da,
Ben sana gelmeye uğraşmasam da,
Kördüğüm olası yolum dolaşır.

Hele bir derdim hapsinden yaman,
Aman sen işitme, sen duyma aman!
Kolunda birini gördüğüm zaman,
Kalbimde kan değil,zulüm dolanır.

 

 
Strict Standards: Non-static method HTML_content::Navigation() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 549

Strict Standards: Non-static method mosHTML::CloseButton() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 552

Strict Standards: Non-static method mosHTML::BackButton() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 555