Strict Standards: Non-static method HTML_content::TOC() should not be called statically in /www/htdocs/w0088739/besteciler/components/com_content/content.html.php on line 525
MAHUR
Söz : Attila İlhan
Müzik : Ahmet Kaya
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız.
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız
O mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız.
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı
O mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız.
Bitmez sazların özlemi daha sonra, daha sonra
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara
Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara
Geceler uzar hazırlık sonbahara
O mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız.
MAVİYE ÇALAR GÖZLERİN
Söz : Ahmed Arif
Müzik : Ahmet Kaya
İtten aç yılandan çıplak
Gelip durmuşsam kapına
Var mi ki doymazlığım.
Oturmuş yazıcılar
Fermanımı yazar
Ne olur gel etme gel
Ay karanlık.
Maviye...
Maviye çalar gözlerin.
Dört yanım puşt zulası
Dost yüzlü dost gülücüklü
Cigaramdan yanar
Anlım anlımı öperler
Suskun hayın ciyansı.
Neyleyim gecede
Ölesim tutmuş
Etme gel ne olur gel
Ay karanlık
Yapma gel ne olur gel
Ne olur gel
Ay karanlık.
Maviye...
Maviye çalar gözlerin.
NEREDEN BİLECEKSİNİZ
Söz : Yusuf Hayaloğlu
Müzik : Ahmet Kaya
Üstüm başım toz içinde
Önüm arkam pus içinde
Sakallarım pas içinde
Siz benim nasıl yandığımı
Nerden bileceksiniz
Bir fidandım devrildim
Fırtınaydım duruldum
Yoruldum çok yoruldum
Siz benim neler çektiğimi
Nerden bileceksiniz
Taş duvarlar yıkıp geldim
Demirleri söküp geldim
Hayatımı yıkıp geldim
Siz benim neden kaçtığımı
Nerden bileceksiniz
Gökte yıldız söner şimdi
Annem beni arar şimdi
Sevdiğim var kanar şimdi
Siz benim niye içtiğimi
Nerden bileceksiniz
Bir pınardım kan oldum
Yol kenarı han oldum
Yanıldım ah ziyan oldum
Siz benim neden sustuğumu
Nerden bileceksiniz
Ben ardımda yaş bıraktım
Ağlayan bir eş bıraktım
Sol yanımı boş bıraktım hey
Siz benim kime küstüğümü
Nerden bileceksiniz.
NEYLEYİM
Söz : Nevzat Çelik
Müzik : Ahmet Kaya
Canım benim güzel annem
Bir solukluk izin ver
Analık hakkınla bağlama beni.
Aşk dedim, sevda dedim, umut dedim, kavga dedim
Elimde gençliğim vardı
Onu verdim neyleyim.
Aman annem, canım annem
Bir solukluk izin ver
Analık hakkınla bağlama beni.
Aşk dedim, sevda dedim, umut dedim, kavga dedim
Elimde gençliğim vardı
Onu verdim neyleyim.
O VAHŞİ AT
Söz : Yusuf Hayaloğlu
Müzik : Ahmet Kaya
Bizi güllerin iklimi tüketti
Toprağı yaran filize vurulduk
O vahşi beyaz at alıp başını gitti
Bir yaz yağmuru gibi unutulduk.
Sığ yanlarımız oldu ara sıra
El yordamıyla dalarken hayata
Bir parça telaş, bir parça ümittik
Hiç yetişemedik o vahşi ata.
O vahşi atlarla beraber
Ah şu içimizdekiler
Sanki sökülürcesine, sanki sökülürcesine
Gitti gider.
Bize bir gün çelişkisi yetti
Dudağı yoran bir söze kırıldık
O vahşi beyaz at tutuştu yelesinden
Kaldığı yerden başlanır mı artık.
Hiç ayrılmayız derken bir ucundan
Aşk doğa yitirdiğimiz ilan aşktı
Ben sana kıydım, sen bana gücendin
Ve durduramadık o vahşi atı.
O vahşi atın ardından ah şu aramızdakiler
Hiç yaşanmamışçasına, hiç yaşanmamışçasına
Uçtu gider.
ORTADOĞU
Söz : Hasan Hüseyin Korkmazgil
Müzik : Ahmet Kaya
Yarın yine yapraklar canım oy
Yarın yine yağmurlar canım oy
Ardından yine soğuk
Ardından yine tipi
Yine palto, yine gocuk, yine odun, yine kömür,
Yine sövgü kara kışa yine bahara selam.
Ederler yine tombul tombul canım oy
Gelirler yine cılız canım oy
Kiralar yine azgın
Kuyruklar yine dilsiz
Yine mız mız sıkıntı, yine hep vıdı vıdı
Yine hep televizyon, yine hep orta doğu.
Uykular da beter canım oy
Uykular da kara kuru canım oy
Yine bezgin sabahlar
Yine yılgın akşamlar
Yine hep dalavera, yine hep o kuruntu
Yine umut, yine düş, yine hep bekleroğlu.
ÖYLE BİR YERDEYİM Kİ
Söz : Hasan Hüseyin Korkmazgil
Müzik : Ahmet Kaya
Öyle bir yerdeyim ki
Ne karanfil ne kurbağa
Öyle bir yerdeyim ki
Bir yanım mavi yosun çalkalanır sularda
Dostum dostum güzel dostum
Bu ne beter çizgidir bu
Bu ne çıldırtan denge
Yaprak döker bir yanımız
Bir yanımız bahar bahçe.
Öyle bir yerdeyim ki
Bir yanım çığlık çığlığa
Öyle bir yerdeyim ki
Anam gider Allah Allah kızım düşmüş sokağa
Anam gider Allah Allah dölüm düşmüş sokağa.
RİNNA RİNNA NAY
Söz : Attila İlhan
Müzik : Ahmet Kaya
Melengecin dalında çifte sığırcık diley, çifte sığırcık
Ciğerime ateş değdi öley diley, öley gencecik
Zehir pamuk ırgatlığı gavur gündelikcilik
Rinna-rinna-nay-nay, yüreğim bölündü lay
Damarlarım delindi kan gider kan gider.
Melengecin dalında cifte saksağan diley, cifte saksağan
Boynumda dönüp batır öley diley şol kahpe devran
Ağlarım bir yandan, kan kusarım bir yandan
Rinna-rinnan-nay-nay, ellerim kırıldı lay
Gözüm seli duruldu kum gider kum gider.
Melengecin dalında çifte güvercin diley, cifte güvercin
Eğnimde göynek yok öley diley, ayağım yalın
Ölürsem kahrımdan öldüğüm bilin
Rinna-rinnan-nay-nay, yollarım kapandı lay
Bulutlar parçalandı gün gider gün gider.
Melengecin dalında cifte ispinoz diley, cifte ispinoz
Azıktan yetimim öley diley, katıktan öksüz
Dirliksiz düzensiz hanidir hürriyetsiz
Rinna-rinnan-nay-nay, künyemiz yazıldı lay
Kervanımız dizildi can gider can gider.
SEN İNSANSIN
Söz : Attila İlhan
Müzik : Ahmet Kaya
Yangınlar alevinden geçip de gelen dost
Yanar olmuş yüreğin, nar olmuş lilişan
Sen insansın, sen insansın, sen insansın sen insan
Sen insansın hey lilişan sen insansın sen insan.
Ağır başlı kitaplar senin adına
En yiğit besteler seni söyler
Dünyada şarkılar misali yaşayansın sen
Sen insansın, sen insansın iki milyar cansın
Sen insansın hey lilişan sen insansın sen insan
Sen insansın hey lilişan iki milyar cansın.
Yangınlar alevinden geçip de gelen dost
Yelken gibi açılmışsın zalim rüzgara
Hey lilişan hey lilişan
Gülmüşem ağlamışam
Bir tuhaflık olmuş olmuş
Dünyanın hali...
SEN YANMA DİYE
Söz : Yusuf Hayaloğlu
Müzik : Ahmet Kaya
Ben çürümüş bir asayım
Zindanlara yol eyledi dert beni
Çarmıha gerilmiş bir İsa' yım
Çivilere zapt eyledi dert beni.
Pir Sultanı da darda gördüm
Darağaca vur eyledi aşk beni
Hacı Bektaş' ı kırda gördüm
Bir ceylana pir eyledi aşk beni.
Her yangına, her ataşa
Köz eyledi dert beni
Bu dağlara, bu yollara
Toz eyledi aşk beni.
Ben yanarım aşk için
Ben yanarım gül için
Bu ateş sönmesin diye
Ben yanarım kim için
Ben yanarım sen için
Bari sen yanma diye.
Ben yakılmış bir ozanım
Yangınlara kül eyledi dert beni
Kerbela çölünde, bir Hüseyin’ im
Damla suya kul eyledi dert beni.
Ben Yunus' u nurda gördüm
Dergahına gül eyledi aşk beni
O Mecnun’ u firarda gördüm
Bir Leyla' ya del eyledi aşk beni.
Suskun
Söz : Ahmed Arif
Müzik : Ahmet Kaya
Rüya, bütün çektiğimiz
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram.
Sus, kimseler duymasın.
Duymasın ölürüm ha.
Aymışım yarı gece de
Seni bulmuşam sonra
Yağar bir yağmur sonra...
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik birbirimizi,
İki yitik hasret,
İki parça can.
Sus, kimseler duymasın
Duymasın ölürem ha
Aymışam yarı gecede
Seni bulmuşam sonra
Yağar bir yağmur sonra...
Yağıyor yeşil yeşil.
ŞAFAK TÜRKÜSÜ
Söz : Nevzat Çelik
Müzik : Ahmet Kaya
Beni burada arama
Arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne ağlama.
”Kaç zamandır yüzüm tıraşlı
Gözlerim şafak bekledim
Uzarken ellerim kulağım kirişte
Ölümü özledim anne
Yaşamak isterken delice
Ah... verebilseydim keşke
Yüreği avucunda koşan her bir anneye
Tepeden tırnağa oğla
Ve kıza kesmiş bir ülkeye armağan
Düşlerimle sınırsız diretmişliğimle genç
Şaşkınlığımla çocuk devrederken sırdaşıma
Usulca açılıverdi yanağında tomurcuk
Pir Sultan'ı düşün anne,Şeyh Bedrettin'ni,Börklüce'yi
İnsanları düşün anne
Düşün ki yüreğin sallansın
Düşün ki o an güneşli güzel günlere inanan
Mutlu bir Yusufcuk havalansın.”
Beni burada arama
Arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne ağlama.
”Yani benim güzel annem
Ala şafağında ülkemin yıldız uçurmak varken
Oturup yıldızlar içinde kendi buruk kanımı içtim
Ne garip duygu şu ölmek
Öptüğüm kızlar geliyor aklıma
Bir açıklaması vardır elbet...
Geride masa üstünde boynu bükük kaldı kağıt kalem
Bağışla beni güzel annem
Oğul tadında bir mektup yazamadım diye kızma bana
Elleri değsin istemedim
Gözleri değsin istemedim
Ağlayıp koklayacaktın
Belki bir ömür taşıyacaktın koynunda
Yaşamak ağrısı asıldı boynuma
Oysa türkü tadında yaşamak isterdim.”
Beni burada arama
Arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne ağlama.
“Kısacası güzel annem
Bir çiçeği düşünürken ürpermek yok
Gülmek umut etmek, özlemek
Ya da mektup beklemek
Gözleri yatırıp ıraklara
Ölmek ne garip şey anne
Baba olamayacağım örneğin
Toprak olmak ne garip şey anne
Beni burada arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne, ağlama
Bekle beni anne
Bir sabah çıkagelirim
Bir sabah anne bir sabah
Acını süpürmek için açtığında kapını...”
Şahin Gibi
Söz : Karacaoğlan
Müzik : Ahmet Kaya
Sabahtan uğradım ben bir güzele
Güzel ağlatmadı güldürdü beni
Ben güzelden böyle vefa ummazdım
Ak göğsün üstüne kondurdu beni
Ahu gelin kınalı gelin
Şahin gibi yükseklerden uçarken
Keklik ininden geçerken
Ahu bu kevser ırmağından içerken
Susuz çöllerden kandırdı beni
Ahu gelin kınalı gelin
Susuz pınarlardan kandırdı beni
Ahu gelin kınalı gelin
ŞİDDET
Söz : Hasan Hüseyin Korkmazgil
Müzik : Marcel Halef/A. Kaya
Ya dinle, ya dinle, ya dinle ya dinle yada git
Bu şiddet olmazsa hiç olmaz,
Ya dinle ya git
Ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle ya git
Bu şiddet olmazsa hiç olmaz
Ya dinle ya git
Ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle yada git
Bu şiddet olmazsa hiç olmaz
Kokun burda rengin burda yüzümde saçlarımda
Kanım kanımda akıyor ey Bağdat biz hep sizleyiz
Ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle ya da git
Bu şiddet olmazsa hiç olmazsa
Ya dinle ya git
Bağdatlım, emekçim,
Kardeşim ha, kardeşim ha
Tuttuğum zafer olsun hep böyle
Güzel kardeşim güzel Bağdatlım
Tuttuğum zafer olsun hep böyle
Ya şimdi, ya şimdi, ya şimdi ya hiç
Ya şimdi, ya şimdi, ya şimdi ya hiç
Gözüm kardeşim canım kardeşim
Benim kardeşim, benim kardeşim
Yarın geç olur, yarın geç olur,
tuttuğun zafer olsun hep böyle
Yarın geç olur, yarın geç olur,
tuttuğun zafer olsun hep böyle
Ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle ya da git
Bu şiddet olmazsa hiç olmaz
Ya dinle ya git
Ya dinle ya dinle ya dinle ya dinle ya git
Bu şiddet olmazsa hiç olmaz
Ya dinle ya git.
TEZGAHTAR NEBAHAT
Söz : Yusuf Hayaloğlu
Müzik : Ahmet Kaya
Tezgahtar bir kızdı o permalı saçlarıyla
Herkese gülümserdi süzgün bakışlarıyla
Anasının elinden kaçırıp birkaç kuruş
Konserlere giderdi çılgın gözyaşlarıyla.
Kırmızı hırkasıyla resimler çektirirdi
Keşfedilmek için hep Beyoğlu’ nda gezerdi
Her akşam o şarkıcı, duvardaki posterden
Uzanıp rüya gibi dudağından öperdi.
Ah, Nebahat Nebahat
Bir gün görmedi rahat
Düşünür bulamazdı
Kimdeydi bu kabahat.
Tezgahtar bir kızdı o evi Sağmalcılar’ da
Altı kardeş bir ana birde kötürüm baba
İçki kumar peşinde boş vermiş bir abisi
Devlete karşı gelmiş bir ablası mahpusta.
Kırmızı hırkasını ah seneler eskitti
Sonunda rüyasını sandığına kilitledi
Mahalleden biriyle heveslendi sevmeye
Hayırsız çıktı oğlan zengin bir dula çıktı.
Ah, Nebahat Nebahat
Ona gülmedi hayat
Sonunda anladı ki
Kendindeydi kabahat.
TUT Kİ GECEDİR
Söz : Attila İlhan
Müzik : Ahmet Kaya
Tut ki gecedir
Karanlık sıvaşır ellerine camlardan
Birden kırmızıya döner trafik ışıkları
Kükürtlü dumanlar yükselir
Korkuya batmış cam kırığı adamlardan
Tehlikeye büyür sakalları.
Tut ki gecedir
İhbarlar birer sansar
Bir telefondan bir telefona atlar
Yer altı örgütleri tetik üstünde
Adres değiştirmiş silah kaçakçıları
Fahişeler birbirinden kuşkulanıyor.
“Tut ki gecedir
katiller huzursuz
hırsızlar sinirli.”
Hainler ürkekçedir
Elleri telefona kendiliğinden uzanıyor
“ihanete gece müthiş bir gerekçedir
ihbarlar birer sansar
bir telefondan bir telefona atlar.”
İhanet bir bilmecedir...
TUTUŞUR DİZELERİM
Söz : Nevzat Çelik
Müzik : Ahmet Kaya
Yiğidim yiğit olmasına yar
Yanık türkülere vurmayın beni
Tutuşur dizelerim sonra
Her biri yıldız kendi halinde.
Geceleri inen sessizlik
Umarsız açan eski yaradır
İşte gene yükseldi duvarlar
Etme gözlerin koru kendini
Sayıklasam dizelerimden
Acıyı örtmüş duvar nemini
Kirli gömleğimi koklarmış annem
Koklasın şiirimi sıcak bir ekmek gibi
YANGIN GECESİ
Söz : Attila İlhan
Müzik : Ahmet Kaya
Yangın gecesinde giyinmiştim
Ateş İstanbul’ a bulaşmıştı
Yalnızdım, zehirdim, zehirliydim
Bütün köprülerim atılmıştı.
Gemileri ellerimle batırmıştım
İstanbul nefes nefes yanıyordu
Sen tutuşmuştun yanıyordun
Çığlıkların kulağımdan gitmeyecek.
Saçların tutuşmuştu yanıyordu
Ateş dudaklarına bulaşmıştı
Kimsecik yangını görmüyordu
Bir damlacık su vermiyordu.
Sen bir cehennemdin yanıyordun
İstanbul bir cehennemdi yanıyordu
Ben eski cehennemdim yanıyordum
Şiirlerim haykırmaya başlamıştı.
Duman beni boğmasa kör etmezse
Gözlerim kör olmasa ölmezsem
Seni görsem suçlu gözlerini görsem
Yangın gecesinde kaybolduğunu.
Başıma taş yağmasa düşmezsem
Gemiler ateş almasa gitmezse
İstanbul yanmasa sen yanmasan
Ben kendi kendimi yakacaktım.
YETİŞ NERDESİN
Söz : Yusuf Hayaloğlu
Müzik : Ahmet Kaya
Ne dağlar yıkılır, ne de duvarlar
Of çeker ağlarım, yetiş nerdesin
Kurumuş pınarlar, gelmez baharlar eyvah, eyvah...
Ah eder ağlarım, yetiş nerdesin.
Canım nerdesin sen, gülüm nerdesin sen
Bekle ben öleyim ki o zaman gelesen.
Beyaz mintanına, boş yastığına
Yüz sürer ağlarım, yetiş nerdesin
Yandım ataşına, kül oldum yana Allah, Allah...
Diz çöker ağlarım, yetiş nerdesin.
YORGUN DEMOKRAT
Söz : Y. Hayaloğlu-A. Kaya
Müzik : Ahmet Kaya
Karanlık yollardan geçtik
Zehir gibi sular içtik
Bir yanımızda ölüm
Bir yanımızda yar sevdik
Bir değil bin bir kere
Sırat köprüsünden geçtik
Cehennem denen illetin
Ta göğsünü deldik geçtik.
Bu yolda dönenler oldu
Mum gibi sönenler oldu
Yar göğsüne baş koymadan
Vurulup düşenler oldu.
Bir sen kaldın geride
Ah akıp gidiyor hayat
Yüreğim anlıyor seni
Artık susma Yorgun Demokrat.
Şarkılar küsmüş dudağa
Ömründe gecikmiş hasat
Karışmış çoluk çocuğa
Geçim derdinde demokrat
İçlenir hatırladıkça
İzlerini o günlerin
Düşe kalka bata çıka
Yaşadığı o depremin.
Bu yolda dönenler oldu
Mum gibi sönenler oldu
Yar göğsüne baş koymadan
Vurulup düşenler oldu.
Bir sen kaldın geride
Ah akıp gidiyor hayat
Yüreğim anlıyor seni
Artık susma Yorgun Demokrat
YÜREĞİM KANIYOR
Söz : Yusuf Hayaloğlu
Müzik : Ahmet Kaya
Sakin göllerin kuğusuyduk
Salınarak suyun yanağında
Yarılan ekmeğin buğusuyduk.
Gözüm yaşarıyor,
Yüreğim yanıyor/kanıyor,
Olmasaydı sonumuz böyle.
“Biri saksımızı çiğneyip gitti
Biri duvarları yıktı
Camları kırdı
Fırtına gelip aramıza serildi
Biri milyon kere çoğaltıp hüzünleri
Her şeyi kötüledi
Bizi yaraladı
Biri şarabımızı döktü
Soğanımızı çaldı
Biri hiç yoktan vurdu kafeste kuşumuzu
Ciğerim yanıyor, yüreğim kanıyor
Olmasaydı... olmasaydı sonumuz böyle”
Gözüm yaşarıyor
Yüreğim yanıyor /kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle
Dağlarda çoban ateşiydik
Dolanarak mavzer yatağında
Ceylanın pınara inişiydik
Göğsüm daralıyor,
Yüreğim kanıyor,
Olmasaydı sonumuz böyle.
Birer yolcuyduk aynı ormanda kaybolmuş
Aynı çıtırtıyla uyanan birer serçe
Hep aynı yerde karşılaşırdık tesadüf bu
Birer tomurcuktuk hayatın kollarında
Birer çiğ damlasıydık
Bahar sabahında gül yaprağında
Dedim ya;
Hiç yoktan susturuldu şarkımız
Yüreğim kanıyor yüreğim kanıyor
Bitmeseydi... bitmeseydi bizim öykümüz böyle”
Göğsüm daralıyor
Yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle.
ZEYTİN KARASI
Söz : Nevzat Çelik
Müzik : Ahmet Kaya
Gül diyorum
Yoksul acıların gölgesinde
Gültenin solsun istemiyorum
Ay diyorum sonra
Ay n'olur
Bir vaktinde gecenin
Yaraların açsın istemiyorum
Hangi sevda vurmuş seni
Hangi delikanlı gönlüne
Salvo bakışlarla...
Soramam
Zeytin karası gözlerini
Yoluma yatırma
Dayanamam.
|